Dünyada görülen kanser vakaları arasından önemli bir yer tutan jinekolojik kanserler, tıptaki tüm yeni gelişmelere rağmen kadınların peşini bırakmıyor.
Özellikle ülkemizde 60 yaş ve sonrasında görülmeye başlanan jinekolojik kanser türlerinden rahim içi, yumurtalık ve rahim ağzı kanserleri, menopoz döneminde kendini göstermeye başlıyor
Kadınlarda menopoz dönemindeki kanamalar endişe verici sonuçlar doğurabiliyor. Çeşitli nedenlere bağlı oluşan kanamalar bazen jinekolojik bir kanserin belirtisi de olabiliyor. Türkiye'de en sık görülen jinekolojik kanser türünün rahim içi kanseri olduğunu belirten Emsey Hospital Kadın Hastalıkları Klinik Şefi Jinekolojik Onkolojik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Göçmen, bu tehlikeli kanser türünün en önemli belirtisinin menopoz dönemindeki kanamalar olduğuna dikkat çekti.
Kadın kanserlerinde modern tedavi yaklaşımları hakkında önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Ahmet Göçmen "Rahim içi kanserlerinin büyük bir kısmı menopozdan sonra ve ortalama 60-61 yaşlarında görülür. Hastaların %80'ine erken dönemde tanı konur ve en önemli belirti menapoz sonrası kanamadır. Düzensiz kanamalarda, menopoz dönemi kanamalarında, aşırı kiloya sahip olup düzensiz adet düzenine sahip olanlarda tedavi amaçlı rahim içinden parça alınarak tanı konur. Erken dönem rahim içi kanserlerinde temel tedavi rahmin alınmasıdır. Kapalı ameliyat olarak bilinen endoskopik cerrahi (laparoskopik veya robotik cerrahi) bu hastalar için en uygun cerrahi metottur." dedi.
En ölümcül Jinekolojik kanser türü: Yumurtalık kanserleri
Rahim içi kanserinden sonra kadınlarda en çok yumurtalık kanserlerinin görüldüğünü belirten Prof. Dr. Ahmet Göçmen, bu kanser türünün kadınlarda ileri evrelerde tespit edilebildiğini ve en ölümcül jinekolojik kanser olduğunu söyledi. Ortalama görülme yaşının 63 olduğunu sözlerine ekleyen Göçmen, bazı uyarılarda bulundu: "Karında şişlik, iştahsızlık, kilo kaybı, sindirim problemleri, kasıkta dolgunluk ve ağrı hastalığın belirtileri arasındadır. Meme kanserine yatkınlık yaratan mutasyonlardan BRCA1 ve BRCA2 genlerine sahip taşıyıcılar, ailevi kolon kanseri olanlar, ailesinde yumurtalık kanseri olanlar, gebelikleri olmayanlar yüksek risk altında olan kişilerdir. Bu grupta bulunan kişiler düzenli kontrol altında bulunmalıdırlar."
Jinekolojik kanser türlerinden olan rahim ağzı kanserine de değinen EmseyHospital Kadın Hastalıkları Klinik Şefi Prof. Dr. Ahmet Göçmen, Türkiye'de en sık görülen üçüncü jinekolojik kanser türü olduğuna vurgu yaparak "Ülkemize üçüncü sıklıkta görülen jinekolojik kanserdir. Önlenebilir jinekolojik kanser türüdür. Ortalama yaş 52 olup rahim ağzı tarama testi veya HPV taraması ile kanser görülme sıklığı önemli oranda düşürülmektedir. Ancak maalesef hala olguların yarısı ileri evrede tespit edilmektedir. Rahim ağzı kanserine sebep olan HPV'dir.
Rahim ağzı kanserine en sık sebep olan HPV virüs tiplerinden 16 ve 18'e karşı geliştirilmiş aşılar ( 2'li ve 4'lü aşı) ve henüz ülkemizde olmayan ama kısa sürede ülkemize de gelecek olan 9'lu aşılar yapılarak kanser öncüsü hücresel değişikliklere engel olarak ileride kanser oluşma riski ortadan kaldırılmaktadır. Erken evrede tanı konulan hastalar ameliyat yaparak sağlığına kavuşturulurken, ileri evrede radyo kemoterapi yapılarak tedavi edilmektedir.
Özellikle ülkemizde 60 yaş ve sonrasında görülmeye başlanan jinekolojik kanser türlerinden rahim içi, yumurtalık ve rahim ağzı kanserleri, menopoz döneminde kendini göstermeye başlıyor
Kadınlarda menopoz dönemindeki kanamalar endişe verici sonuçlar doğurabiliyor. Çeşitli nedenlere bağlı oluşan kanamalar bazen jinekolojik bir kanserin belirtisi de olabiliyor. Türkiye'de en sık görülen jinekolojik kanser türünün rahim içi kanseri olduğunu belirten Emsey Hospital Kadın Hastalıkları Klinik Şefi Jinekolojik Onkolojik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Göçmen, bu tehlikeli kanser türünün en önemli belirtisinin menopoz dönemindeki kanamalar olduğuna dikkat çekti.
Kadın kanserlerinde modern tedavi yaklaşımları hakkında önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Ahmet Göçmen "Rahim içi kanserlerinin büyük bir kısmı menopozdan sonra ve ortalama 60-61 yaşlarında görülür. Hastaların %80'ine erken dönemde tanı konur ve en önemli belirti menapoz sonrası kanamadır. Düzensiz kanamalarda, menopoz dönemi kanamalarında, aşırı kiloya sahip olup düzensiz adet düzenine sahip olanlarda tedavi amaçlı rahim içinden parça alınarak tanı konur. Erken dönem rahim içi kanserlerinde temel tedavi rahmin alınmasıdır. Kapalı ameliyat olarak bilinen endoskopik cerrahi (laparoskopik veya robotik cerrahi) bu hastalar için en uygun cerrahi metottur." dedi.
En ölümcül Jinekolojik kanser türü: Yumurtalık kanserleri
Rahim içi kanserinden sonra kadınlarda en çok yumurtalık kanserlerinin görüldüğünü belirten Prof. Dr. Ahmet Göçmen, bu kanser türünün kadınlarda ileri evrelerde tespit edilebildiğini ve en ölümcül jinekolojik kanser olduğunu söyledi. Ortalama görülme yaşının 63 olduğunu sözlerine ekleyen Göçmen, bazı uyarılarda bulundu: "Karında şişlik, iştahsızlık, kilo kaybı, sindirim problemleri, kasıkta dolgunluk ve ağrı hastalığın belirtileri arasındadır. Meme kanserine yatkınlık yaratan mutasyonlardan BRCA1 ve BRCA2 genlerine sahip taşıyıcılar, ailevi kolon kanseri olanlar, ailesinde yumurtalık kanseri olanlar, gebelikleri olmayanlar yüksek risk altında olan kişilerdir. Bu grupta bulunan kişiler düzenli kontrol altında bulunmalıdırlar."
Jinekolojik kanser türlerinden olan rahim ağzı kanserine de değinen EmseyHospital Kadın Hastalıkları Klinik Şefi Prof. Dr. Ahmet Göçmen, Türkiye'de en sık görülen üçüncü jinekolojik kanser türü olduğuna vurgu yaparak "Ülkemize üçüncü sıklıkta görülen jinekolojik kanserdir. Önlenebilir jinekolojik kanser türüdür. Ortalama yaş 52 olup rahim ağzı tarama testi veya HPV taraması ile kanser görülme sıklığı önemli oranda düşürülmektedir. Ancak maalesef hala olguların yarısı ileri evrede tespit edilmektedir. Rahim ağzı kanserine sebep olan HPV'dir.
Rahim ağzı kanserine en sık sebep olan HPV virüs tiplerinden 16 ve 18'e karşı geliştirilmiş aşılar ( 2'li ve 4'lü aşı) ve henüz ülkemizde olmayan ama kısa sürede ülkemize de gelecek olan 9'lu aşılar yapılarak kanser öncüsü hücresel değişikliklere engel olarak ileride kanser oluşma riski ortadan kaldırılmaktadır. Erken evrede tanı konulan hastalar ameliyat yaparak sağlığına kavuşturulurken, ileri evrede radyo kemoterapi yapılarak tedavi edilmektedir.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.