Dünya genelindeki bağımlıların üçte birini kadınların ve genç kızların oluşturduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sevil Atasoy, "Bu sayı, gelir düzeyi yüksek ülkelerde daha fazla. Yapısal, sosyal, kültürel ve kişisel nedenler bağımlı kadınların tedavi merkezlerine başvurmasını engelliyor" dedi. Uyuşturucu suçlarından tutuklanan kadın sayısında da artış olduğunu vurgulayan Atasoy, bağımlı 5 kadından sadece 1'inin tedavi gördüğünün da altını çizdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyesi ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin yaptığı açıklamada dünyanın birçok ülkesinde geçtiğimiz yıllara göre uyuşturucu bağımlısı kadınların sayısındaki artışın erkeklere oranla çok daha yüksek bir noktaya ulaştığını söyledi.
Bağımlılığı önlemeye yönelik daha fazla kaynak ayrılmalı!
Bu duruma karşı uyuşturucu politikalarında ve mücadele programlarında gerekli çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Sevil Atasoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu beklenmedik durum, hükümetlerin uyuşturucu politikalarında ve mücadele programlarında kadın sayısındaki artışı göz önüne almalarını gerektiriyor. Bu çerçevede, bağımlı kadınların sağlık kurumlarına ulaşımını mümkün kılmalı ve tedavilerine, ayrıca kadınlar arasında uyuşturucu bağımlılığının yaygınlaşmasını önlemeye daha fazla kaynak ayırmalılar. Öte yandan uyuşturucu madde kullanan ya da uyuşturucu suçundan mahkûm olan kadınların ve ailelerinin de haklarının gözetilmesine ihtiyaç bulunuyor."
Bağımlı 5 kadından sadece 1'i tedavi görüyor
Dünya genelindeki bağımlıların üçte birini kadınların ve genç kızların oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Sevil Atasoy, "Bu sayı, gelir düzeyi yüksek ülkelerde daha fazla. Yapısal, sosyal, kültürel ve kişisel nedenler bağımlı kadınların tedavi merkezlerine başvurmasını engelliyor. Bu yüzden bağımlı kadınların sadece beşte biri tedavi görüyor. Kadınlar erkeklere göre daha çok reçeteye tabi narkotikler ve anksiyete ilaçları kullanmaktalar. Dolayısıyla esrar ya da eroin yerine adı geçen ilaçlara karşı bağımlılık gelişiyor. Örneğin Almanya ve Sırbistan'da reçeteye tabi ilaç doz aşımından ölen kadın sayısı erkeklere oranla çok daha fazla" diye konuştu.
Uyuşturucu suçlardan tutuklanan kadın sayısı artıyor!
Öte yandan uyuşturucu bağlantılı suçlardan tutuklanan kadın sayısında da artış gözlendiğini belirten Prof. Dr. Sevil Atasoy, "Kadın mahkûmlar ve seks işçileri başlıca risk grupları arasında. Ayrıca cezaevine düştükten sonra bağımlı olan kadın sayısı da erkeklere göre daha yüksek. Seks işçiliği ile madde bağımlılığı arasında da güçlü bir ilişki var. Birçok kadın uyuşturucu parası kazanabilmek amacıyla seks işçiliğine yöneldiği gibi, bu alanda çalışanlar işin gerekleri ve doğasıyla başa çıkabilmek için uyuşturucu kullanıyor. Kadın mahkûmlar ise evlerinden, aile ve çevrelerinden uzakta kalmanın oluşturduğu stres ve buna bağlı olarak gelişen çeşitli ruhsal sorunlar nedeniyle de madde kullanıyor. Tam da bu nedenlerle gerek cezaevlerindeki kadınlara gerekse seks işçilerine yönelik özel önleme programlarının uygulanması gerekiyor" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyesi ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin yaptığı açıklamada dünyanın birçok ülkesinde geçtiğimiz yıllara göre uyuşturucu bağımlısı kadınların sayısındaki artışın erkeklere oranla çok daha yüksek bir noktaya ulaştığını söyledi.
Bağımlılığı önlemeye yönelik daha fazla kaynak ayrılmalı!
Bu duruma karşı uyuşturucu politikalarında ve mücadele programlarında gerekli çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Sevil Atasoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu beklenmedik durum, hükümetlerin uyuşturucu politikalarında ve mücadele programlarında kadın sayısındaki artışı göz önüne almalarını gerektiriyor. Bu çerçevede, bağımlı kadınların sağlık kurumlarına ulaşımını mümkün kılmalı ve tedavilerine, ayrıca kadınlar arasında uyuşturucu bağımlılığının yaygınlaşmasını önlemeye daha fazla kaynak ayırmalılar. Öte yandan uyuşturucu madde kullanan ya da uyuşturucu suçundan mahkûm olan kadınların ve ailelerinin de haklarının gözetilmesine ihtiyaç bulunuyor."
Bağımlı 5 kadından sadece 1'i tedavi görüyor
Dünya genelindeki bağımlıların üçte birini kadınların ve genç kızların oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Sevil Atasoy, "Bu sayı, gelir düzeyi yüksek ülkelerde daha fazla. Yapısal, sosyal, kültürel ve kişisel nedenler bağımlı kadınların tedavi merkezlerine başvurmasını engelliyor. Bu yüzden bağımlı kadınların sadece beşte biri tedavi görüyor. Kadınlar erkeklere göre daha çok reçeteye tabi narkotikler ve anksiyete ilaçları kullanmaktalar. Dolayısıyla esrar ya da eroin yerine adı geçen ilaçlara karşı bağımlılık gelişiyor. Örneğin Almanya ve Sırbistan'da reçeteye tabi ilaç doz aşımından ölen kadın sayısı erkeklere oranla çok daha fazla" diye konuştu.
Uyuşturucu suçlardan tutuklanan kadın sayısı artıyor!
Öte yandan uyuşturucu bağlantılı suçlardan tutuklanan kadın sayısında da artış gözlendiğini belirten Prof. Dr. Sevil Atasoy, "Kadın mahkûmlar ve seks işçileri başlıca risk grupları arasında. Ayrıca cezaevine düştükten sonra bağımlı olan kadın sayısı da erkeklere göre daha yüksek. Seks işçiliği ile madde bağımlılığı arasında da güçlü bir ilişki var. Birçok kadın uyuşturucu parası kazanabilmek amacıyla seks işçiliğine yöneldiği gibi, bu alanda çalışanlar işin gerekleri ve doğasıyla başa çıkabilmek için uyuşturucu kullanıyor. Kadın mahkûmlar ise evlerinden, aile ve çevrelerinden uzakta kalmanın oluşturduğu stres ve buna bağlı olarak gelişen çeşitli ruhsal sorunlar nedeniyle de madde kullanıyor. Tam da bu nedenlerle gerek cezaevlerindeki kadınlara gerekse seks işçilerine yönelik özel önleme programlarının uygulanması gerekiyor" dedi.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.