Tüm dünyada Dünya Süt Günü kutlanırken, ülkemizde kişi başına süt tüketimi dünya ve Avrupa ülkelerinin çok gerisinde kalıyor.
Oysa süt, çocukluktan yaşlılık dönemine kadar hayatımızın her döneminde, saç ve tırnak gelişiminden kalp ve kemik sağlığına kadar her alanda yaşamsal önem taşıyor. Hijyen ve gıda güvenliği açısından tüketicilerin, içeriği tam bilinmeyen açık sütler yerine ambalajlı süt tercih etmeleri öneriliyor.
Sütün insan sağlığı için önemi ve süt tüketimi ile ilgili kamuoyunda bilinç ve farkındalığın artması amacıyla her yıl 21 Mayıs’ta kutlanan Dünya Süt Günü ile, sütün yaşamımızdaki yeri tüm dünyada bir kez daha vurgulanıyor. Ülkemizde ise süt içme oranlarının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğu, Türk halkının Avrupa ülkelerinin neredeyse dörtte biri kadar süt içtiği biliniyor. Euromonitor 2017 verileri de süt tüketimi konusunda Türkiye’de hala büyük sıkıntılar olduğunu ortaya koyuyor. Bu verilere göre dünyada süt tüketiminin en yüksek olduğu ülkeler Kuzey Avrupa ülkeleri. Estonya, İrlanda, Finlandiya, İngiltere ve İzlanda’da kişi başına içme sütü tüketimi yıllık 100 litrenin üzerinde iken, Türkiye’de yıllık kişi başı süt tüketimi 26 litre düzeyinde kalıyor.
Süt üretiminde dünyanın ilk 10 üreticisi içinde yer alan Türkiye’de toplam süt üretimi son 20 yılda iki katına çıkarak 20 milyon 700 bin tona ulaştıysa da, bu miktarın sadece 9 milyon 213 bin tonu, yani yarısından azı sanayiye gidiyor. Oysa gıda güvenliği açısından ambalajlı süt ve süt ürünlerinin üretiminin de tüketiminin de artması gerekiyor.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, açık sütlerin soğutuculu tanklarda bile olsa testlere tabi tutulmadığı için antibiyotik kalıntısı, kimyasal kalıntı, yüksek miktarda somatik hücre gibi zararlı maddeler içerebildiği uyarısında bulunuyor. İnanç, “Ambalajlı süt işletmelerine kabul edilen sütler kontrollü olarak toplanır ve soğuk zincir bozulmadan fabrikaya getirilir. Süt, fabrikaya kabul edilmeden önce kalite testlerinden geçirilir ve yüksek kaliteli çiğ sütler fabrikaya kabul edilir. Sadece ısıl işlemden geçen sütler el değmeden ambalajlanır. Süt alımından son ürüne kadar üretimin her aşamasında sürekli olarak analiz edilen ambalajlı sütler, kaynağı belli olmayan ve denetlenmeyen sokak sütünden daha doğal ve sağlıklıdır” diye konuşuyor.
Neden süt tüketelim?
Öte yandan sütü günlük beslenmenizin bir parçası haline getirmeniz için nedenler saymakla bitmiyor. İşte bunlardan birkaçı:
- Son derece önemli bir protein kaynağıdır: Beslenme düzenimizde önemli protein kaynağıdır. 1 litre süt 32 gram protein içerir. Sütte bulunan proteinler; hücre ve dokuların oluşmasında, saç ve tırnakların gelişmesinde önemli rol oynar, büyüme ve gelişmeye büyük ölçüde katkı sağlar, kasların sağlıklı gelişmesine ve çalışmasına yardımcı olur.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir: İçerdiği 40’tan fazla besin öğesiyle süt, özellikle mevsim değişimi sonucu bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla sıkça görülen solunum yolu enfeksiyonları, grip ve soğuk algınlığı gibi pek çok rahatsızlığa karşı doğal bir koruyucudur.
- Kemik gelişimini sağlar, osteoropozu engeller: Süt, kemiklerin güçlenmesi ve kemik sağlığının korunması için gerekli olan kalsiyum deposudur. İçerdiği kalsiyum sayesinde, günde 2 bardak süt tüketmek, osteoropozu engellemeye yardımcı olur.
- Kalp hastalıklarından korur: Süt ve süt ürünleri, kan yağlarının ve kan basıncının düşürülmesinde etkili olan protein, kalsiyum, fosfor gibi pek çok besin öğesine sahiptir. Günlük düzenli kullanıldığında koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu ve hipertansiyonu dengeleyici rol oynar.
- Gebelikte mineral kaybını önler: Gebelik boyunca annelerin vücudunda azalan mineraller, günde 2 bardak süt ile karşılanabilir.
- Dişleri korur: Yüksek miktarda kalsiyum ve fosfor içeren süt, asitli ve şekerli yiyeceklerin yarattığı mikroorganizmalarla savaşarak dişlerimizde oluşabilecek çürükleri engeller.
- Cildi güzelleştirir: Sütte bulunan vitamin ve mineraller, akne ve cilt inflamasyonu riskini azaltarak cilt sağlığını korur.
- Kilo alımını önler: Glisemik indeksi yüksek besinlerden olan süt, günde 2 bardak tüketildiğinde tokluk hissini artırarak fazla kilo almayı engeller.
- Enerji verir: Yeterli ve dengeli beslenebilmek için ihtiyaç duyduğumuz besin grupları içinde yalnızca süt, enerji oluşumunda etkili olan karbonhidrat, protein ve yağı bir arada içerir.
- Okuldaki başarıyı artırır: İçerdiği B12 vitamini ile süt, sinir sistemi ve sinirler arası iletimini olumlu yönde etkiler ve çocukların algı ve öğrenme kapasitelerini arttırır. Sütte bulunan çinko ve tirozin de bilişsel gelişim, dikkat, aktivite, davranış ve motor gelişimini olumlu yönde etkiler.
Oysa süt, çocukluktan yaşlılık dönemine kadar hayatımızın her döneminde, saç ve tırnak gelişiminden kalp ve kemik sağlığına kadar her alanda yaşamsal önem taşıyor. Hijyen ve gıda güvenliği açısından tüketicilerin, içeriği tam bilinmeyen açık sütler yerine ambalajlı süt tercih etmeleri öneriliyor.
Sütün insan sağlığı için önemi ve süt tüketimi ile ilgili kamuoyunda bilinç ve farkındalığın artması amacıyla her yıl 21 Mayıs’ta kutlanan Dünya Süt Günü ile, sütün yaşamımızdaki yeri tüm dünyada bir kez daha vurgulanıyor. Ülkemizde ise süt içme oranlarının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğu, Türk halkının Avrupa ülkelerinin neredeyse dörtte biri kadar süt içtiği biliniyor. Euromonitor 2017 verileri de süt tüketimi konusunda Türkiye’de hala büyük sıkıntılar olduğunu ortaya koyuyor. Bu verilere göre dünyada süt tüketiminin en yüksek olduğu ülkeler Kuzey Avrupa ülkeleri. Estonya, İrlanda, Finlandiya, İngiltere ve İzlanda’da kişi başına içme sütü tüketimi yıllık 100 litrenin üzerinde iken, Türkiye’de yıllık kişi başı süt tüketimi 26 litre düzeyinde kalıyor.
Süt üretiminde dünyanın ilk 10 üreticisi içinde yer alan Türkiye’de toplam süt üretimi son 20 yılda iki katına çıkarak 20 milyon 700 bin tona ulaştıysa da, bu miktarın sadece 9 milyon 213 bin tonu, yani yarısından azı sanayiye gidiyor. Oysa gıda güvenliği açısından ambalajlı süt ve süt ürünlerinin üretiminin de tüketiminin de artması gerekiyor.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, açık sütlerin soğutuculu tanklarda bile olsa testlere tabi tutulmadığı için antibiyotik kalıntısı, kimyasal kalıntı, yüksek miktarda somatik hücre gibi zararlı maddeler içerebildiği uyarısında bulunuyor. İnanç, “Ambalajlı süt işletmelerine kabul edilen sütler kontrollü olarak toplanır ve soğuk zincir bozulmadan fabrikaya getirilir. Süt, fabrikaya kabul edilmeden önce kalite testlerinden geçirilir ve yüksek kaliteli çiğ sütler fabrikaya kabul edilir. Sadece ısıl işlemden geçen sütler el değmeden ambalajlanır. Süt alımından son ürüne kadar üretimin her aşamasında sürekli olarak analiz edilen ambalajlı sütler, kaynağı belli olmayan ve denetlenmeyen sokak sütünden daha doğal ve sağlıklıdır” diye konuşuyor.
Neden süt tüketelim?
Öte yandan sütü günlük beslenmenizin bir parçası haline getirmeniz için nedenler saymakla bitmiyor. İşte bunlardan birkaçı:
- Son derece önemli bir protein kaynağıdır: Beslenme düzenimizde önemli protein kaynağıdır. 1 litre süt 32 gram protein içerir. Sütte bulunan proteinler; hücre ve dokuların oluşmasında, saç ve tırnakların gelişmesinde önemli rol oynar, büyüme ve gelişmeye büyük ölçüde katkı sağlar, kasların sağlıklı gelişmesine ve çalışmasına yardımcı olur.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir: İçerdiği 40’tan fazla besin öğesiyle süt, özellikle mevsim değişimi sonucu bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla sıkça görülen solunum yolu enfeksiyonları, grip ve soğuk algınlığı gibi pek çok rahatsızlığa karşı doğal bir koruyucudur.
- Kemik gelişimini sağlar, osteoropozu engeller: Süt, kemiklerin güçlenmesi ve kemik sağlığının korunması için gerekli olan kalsiyum deposudur. İçerdiği kalsiyum sayesinde, günde 2 bardak süt tüketmek, osteoropozu engellemeye yardımcı olur.
- Kalp hastalıklarından korur: Süt ve süt ürünleri, kan yağlarının ve kan basıncının düşürülmesinde etkili olan protein, kalsiyum, fosfor gibi pek çok besin öğesine sahiptir. Günlük düzenli kullanıldığında koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu ve hipertansiyonu dengeleyici rol oynar.
- Gebelikte mineral kaybını önler: Gebelik boyunca annelerin vücudunda azalan mineraller, günde 2 bardak süt ile karşılanabilir.
- Dişleri korur: Yüksek miktarda kalsiyum ve fosfor içeren süt, asitli ve şekerli yiyeceklerin yarattığı mikroorganizmalarla savaşarak dişlerimizde oluşabilecek çürükleri engeller.
- Cildi güzelleştirir: Sütte bulunan vitamin ve mineraller, akne ve cilt inflamasyonu riskini azaltarak cilt sağlığını korur.
- Kilo alımını önler: Glisemik indeksi yüksek besinlerden olan süt, günde 2 bardak tüketildiğinde tokluk hissini artırarak fazla kilo almayı engeller.
- Enerji verir: Yeterli ve dengeli beslenebilmek için ihtiyaç duyduğumuz besin grupları içinde yalnızca süt, enerji oluşumunda etkili olan karbonhidrat, protein ve yağı bir arada içerir.
- Okuldaki başarıyı artırır: İçerdiği B12 vitamini ile süt, sinir sistemi ve sinirler arası iletimini olumlu yönde etkiler ve çocukların algı ve öğrenme kapasitelerini arttırır. Sütte bulunan çinko ve tirozin de bilişsel gelişim, dikkat, aktivite, davranış ve motor gelişimini olumlu yönde etkiler.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.