Zamanın vücudumuzdaki etkilerinin en belirgini ve can sıkıcı olanı kollajen kaybıdır. Kişinin yaşlılığa attığı ilk adıma bağlı olarak gerçekleşen mecburi yolculuğu, kollajenin yani cilt altı dokusunun kaybedilmesi ve azalması ile başlar. Böylece gevşeklikler daha çok göze çarpar, sarkmalar daha şiddetli ve kırışıklıklar daha belirgin olurlar.
Superplast Estetik Merkezi'nden Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Duman, teknolojideki gelişmelere bakarak kollajen kaybının bire bir yerine konulmasının şu an için imkansız olduğunu söyleyerek, gerçek kök hücre tedavisi hakkında çoğu hastanın eksik bilgilere sahip olduğuna dikkat çekiyor.
Estetik,Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Ali Duman kollajen kaybını ve tedavisi için yapılan işlemler konusunda şu detayların bilinmesi gerektiğinin altını çiziyor;" Maalesef kok hücre tedavileri dışında kaybedilen kollajenin bire bir yerine konulmasına imkân yok. Kök hücre tedavilerinde de üretebildiğimiz ve replasmanını yani yerine koyabilmeyi sağlayabildiğimiz miktar, henüz yeterli düzeylerde değil.
Tam burada bir parantez açıp, GERÇEK kök hücre tedavisinden bahsetmek istiyorum. Kök hücre olarak nitelendirdiğimiz aslında fibroblast diye adlandırılan hücrelerdir. Bunlar tam anlamıyla Kök hücre olmamakla birlikte, vücuttaki hemen her dokunun ama özellikle bağ dokusunun oluşumunda görev alan multipotent (çoğu hücreye köken olan) sayılabilecek hücrelerdir. Bunları hastadan alınan küçük bir doku parçası sayesinde üretmek mümkün. Ancak, bu işlem en azından 1 ay süren ve çok özellikli kompleks cihazlar, steril laboratuvar ortamları ve kalifiye ekipman gerektiren karmaşık bir prosedürdür. Yani, size kanınızdan veya yağ dokunuzdan 15 dakikada kök hücre hazırlayıp uygulayacaklarını söyleyenlerin yaptıkları, GERÇEK kök hücre tedavisi değil!
Hyaluronik asit içeren dolgu maddeleri, şu anda dünyada güvenle kullanılan en popüler dolgu malzemeleridir. Hyaluronik asiti vücutta başta kollajen, fibrojen olmak üzere tüm bağ dokusunun temel yapıtaşı olarak kabul edebiliriz. Dolayısıyla uyguladığımız bu dolgular aslında insan vücudunda var olan, ancak üretim miktarı azalmış olan bir madde içeriyor. Hyaluronik asit dolguları,yüzde hacim kaybını gidermeye yönelik kanıtlanmış araçlardır, kontür kusurlarını düzeltirler ve cilt yapısına destek sağlarlar. Yapısal olarak da doğal dokuya çok benzediklerinden, kusursuz bir uyum ve çok iyi doku entegrasyonu sağlarlar.
Dolgular içindeki hyaluronik asit (HA), kalıcılığını artırmak için çapraz bağlarla stabilize edilir, çünkü çapraz olmayan HA emilmeden önce vücutta ancak bir kaç gün kalabilir. İste bu çapraz bağ miktarı farklı markaların değişen surelerde etkilerini sürdürebilmelerinin başlıca sebebidir.
Hastalarımızda aldığımız yağ dokularını çeşitli işlemlerle çok kaliteli bir hale getirip yüzdeki gevşeklik veya çizgilere enjekte edebiliyoruz ancak açıkçası bu yağ dokusu ile Hyaluronik Asit'te olduğu gibi gözaltı torbalarının tedavisini yapamazsınız, dudakları belirgin hale getiremezsiniz veya burundaki eğrilikleri kamufle edemezsiniz. En iyi ihtimalle küçük kitleler görünür, düzensiz bir görüntü ortaya çıkar.
Superplast Estetik Merkezi'nden Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Duman, teknolojideki gelişmelere bakarak kollajen kaybının bire bir yerine konulmasının şu an için imkansız olduğunu söyleyerek, gerçek kök hücre tedavisi hakkında çoğu hastanın eksik bilgilere sahip olduğuna dikkat çekiyor.
Estetik,Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Ali Duman kollajen kaybını ve tedavisi için yapılan işlemler konusunda şu detayların bilinmesi gerektiğinin altını çiziyor;" Maalesef kok hücre tedavileri dışında kaybedilen kollajenin bire bir yerine konulmasına imkân yok. Kök hücre tedavilerinde de üretebildiğimiz ve replasmanını yani yerine koyabilmeyi sağlayabildiğimiz miktar, henüz yeterli düzeylerde değil.
Tam burada bir parantez açıp, GERÇEK kök hücre tedavisinden bahsetmek istiyorum. Kök hücre olarak nitelendirdiğimiz aslında fibroblast diye adlandırılan hücrelerdir. Bunlar tam anlamıyla Kök hücre olmamakla birlikte, vücuttaki hemen her dokunun ama özellikle bağ dokusunun oluşumunda görev alan multipotent (çoğu hücreye köken olan) sayılabilecek hücrelerdir. Bunları hastadan alınan küçük bir doku parçası sayesinde üretmek mümkün. Ancak, bu işlem en azından 1 ay süren ve çok özellikli kompleks cihazlar, steril laboratuvar ortamları ve kalifiye ekipman gerektiren karmaşık bir prosedürdür. Yani, size kanınızdan veya yağ dokunuzdan 15 dakikada kök hücre hazırlayıp uygulayacaklarını söyleyenlerin yaptıkları, GERÇEK kök hücre tedavisi değil!
Hyaluronik asit içeren dolgu maddeleri, şu anda dünyada güvenle kullanılan en popüler dolgu malzemeleridir. Hyaluronik asiti vücutta başta kollajen, fibrojen olmak üzere tüm bağ dokusunun temel yapıtaşı olarak kabul edebiliriz. Dolayısıyla uyguladığımız bu dolgular aslında insan vücudunda var olan, ancak üretim miktarı azalmış olan bir madde içeriyor. Hyaluronik asit dolguları,yüzde hacim kaybını gidermeye yönelik kanıtlanmış araçlardır, kontür kusurlarını düzeltirler ve cilt yapısına destek sağlarlar. Yapısal olarak da doğal dokuya çok benzediklerinden, kusursuz bir uyum ve çok iyi doku entegrasyonu sağlarlar.
Dolgular içindeki hyaluronik asit (HA), kalıcılığını artırmak için çapraz bağlarla stabilize edilir, çünkü çapraz olmayan HA emilmeden önce vücutta ancak bir kaç gün kalabilir. İste bu çapraz bağ miktarı farklı markaların değişen surelerde etkilerini sürdürebilmelerinin başlıca sebebidir.
Hastalarımızda aldığımız yağ dokularını çeşitli işlemlerle çok kaliteli bir hale getirip yüzdeki gevşeklik veya çizgilere enjekte edebiliyoruz ancak açıkçası bu yağ dokusu ile Hyaluronik Asit'te olduğu gibi gözaltı torbalarının tedavisini yapamazsınız, dudakları belirgin hale getiremezsiniz veya burundaki eğrilikleri kamufle edemezsiniz. En iyi ihtimalle küçük kitleler görünür, düzensiz bir görüntü ortaya çıkar.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.