Kırışıksız, genç ve sağlıklı görünen bir yüze sahip olmak birçok insanın hayali… İlerleyen yaşla birlikte, ciltte ve cilt altı yağ dokusunda oluşan erime ile incelmeler ise yüzde doku kayıplarının oluşmasına neden oluyor. Ancak kaybolan hacmi ve dolgunluğu yüze geri kazandırmak, kırışıkları azaltmak için kullanılan dolgu uygulamaları, cildin canlı bir görünüme kavuşmasını sağlayabiliyor.
Memorial Ankara Hastanesi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü'nden Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, dolgu uygulamaları ilgili bilinmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Ağrısız ve pratik bir uygulama
Ameliyat gerektirmeyen, kolay uygulanan, sonuçları hemen görülen ve ciddi yan etkileri bulunmayan dolgu uygulamaları, günümüzde yüz gençleştirmede en pratik yöntemlerden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Dolgular; geçici, yarı kalıcı ve kalıcı olmak üzere üç gruba ayrılabilir. Bunlar arasında özellikle geçici, eriyebilen, "hyaluronik asit" içerikli dolgular, sık kullanılmaktadır. Bunun sebebi, kalıcı dolguların belirgin yan etkilerinin olabilmesidir. Hyaluronik asit, vücutta çok miktarda bulunan doğal bir moleküldür. Eskiden hayvansal kaynaklı üretilirken, günümüzde yüksek teknoloji ile bakteri kaynaklı elde edildiği için alerji ve kızarıklık yapma olasılığı daha düşüktür. 1 gram hyaluronik asit, 6 litre su tutabilmektedir. Dolgular akışkan oldukları için enjektör yardımıyla kolayca uygulanabilir. Dolgu herhangi bir bölgeye uygulandığında o bölgeden geri alınması mümkün değildir.
Dolgu maddeleri uygulama yapılacak bölgeye uygun olmalı
Hyaluronik asidin değişik bölgelere ve değişen amaçlarla enjekte edilmek üzere farklı molekül büyüklüklerinde ve çapraz bağlantı miktarlarda olan çeşitleri vardır. Her birinin kullanım amacına göre, uygulanacağı yer ve deride enjekte edileceği derinlik farklıdır. Örneğin elmacık kemiği bölgesinde hacim elde etmek için çok çapraz bağlı ve yüksek molekül büyüklüğünde ürünler kullanılırken; göz altı morluklarını gidermek için daha az çapraz bağlı, daha akıcı, içinde vitamin olan ürünler tercih edilmektedir. Bu nedenle dolgu uygulamalarının alanında uzman ve deneyimli hekimler tarafından yapılması büyük önem taşımaktadır.
Hyaluronik asit içerikli dolguların avantajları şu şekilde sıralanabilir:
*Vücutta bulunan organik ve doğal bir maddedir. Hayvansal kaynaklı olmadığı için alerji yapmaz.
*Ön hazırlık olmadan, hıza uygulanabilir. İşlemi uygulamak için 20-30 dakika yeterlidir.
*Aynı anda farklı bölgeler için farklı ürünler kullanılarak bir seansta birden fazla sorun çözülebilir.
*Çok küçük iğnelerle enjekte edilebilir. Etkisi 8-12 ay devam eder. Bu süre, uygulama bölgesi ve kullanılan ürüne göre değişim gösterebilir.
*Zaman içinde vücut tarafından doğal olarak parçalanıp, yok edilir. Dolayısıyla artık istenmediğinde geri dönüş, doğal yollarla mümkündür.
*Hacim gerektiren tüm bölgeler için kullanılabiliyor
*Uygulama sırasında ağrı hissedilmemesi için bazı ürünlerin içine ağrı kesici maddeler eklenmektedir. Bunun dışında uygulama öncesi ağrı kesici kremler ya da diş tedavisi sırasında olduğu gibi sinir blokları yapılarak uygulamanın ağrısız olması sağlanmaktadır. Dolgular en sık yüz bölgesinde kullanılır. Bunun dışında el, meme ya da vücutta hacim istenen pek çok bölge için kullanılması mümkündür.
Işık dolguları göz çevresinde daha aydınlık bir görünüm sağlıyor
Günümüzün stresli ve yoğun yaşam temposu nedeni ile henüz orta yaş döneminde bile göz etrafında morarma ve halkalanmalarla görülebilmektedir. Göz altı ışık dolguları, özellikle bu bölgeler için kullanılmaktadır. Hyaluronik asitle birlikte vitaminler ve mineraller de içerdiğinden dolgu özelliğinin yanı sıra; derinin beslenmesini ve gençleşmesini de sağlamaktadır. Tekrarlayan uygulamalar sayesinde, cilt rengi açılmaya, göz çevresindeki çukur alan dolmaya başlar, istenilen görünüm bu şekilde elde edilebilir.
Memorial Ankara Hastanesi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü'nden Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, dolgu uygulamaları ilgili bilinmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Ağrısız ve pratik bir uygulama
Ameliyat gerektirmeyen, kolay uygulanan, sonuçları hemen görülen ve ciddi yan etkileri bulunmayan dolgu uygulamaları, günümüzde yüz gençleştirmede en pratik yöntemlerden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Dolgular; geçici, yarı kalıcı ve kalıcı olmak üzere üç gruba ayrılabilir. Bunlar arasında özellikle geçici, eriyebilen, "hyaluronik asit" içerikli dolgular, sık kullanılmaktadır. Bunun sebebi, kalıcı dolguların belirgin yan etkilerinin olabilmesidir. Hyaluronik asit, vücutta çok miktarda bulunan doğal bir moleküldür. Eskiden hayvansal kaynaklı üretilirken, günümüzde yüksek teknoloji ile bakteri kaynaklı elde edildiği için alerji ve kızarıklık yapma olasılığı daha düşüktür. 1 gram hyaluronik asit, 6 litre su tutabilmektedir. Dolgular akışkan oldukları için enjektör yardımıyla kolayca uygulanabilir. Dolgu herhangi bir bölgeye uygulandığında o bölgeden geri alınması mümkün değildir.
Dolgu maddeleri uygulama yapılacak bölgeye uygun olmalı
Hyaluronik asidin değişik bölgelere ve değişen amaçlarla enjekte edilmek üzere farklı molekül büyüklüklerinde ve çapraz bağlantı miktarlarda olan çeşitleri vardır. Her birinin kullanım amacına göre, uygulanacağı yer ve deride enjekte edileceği derinlik farklıdır. Örneğin elmacık kemiği bölgesinde hacim elde etmek için çok çapraz bağlı ve yüksek molekül büyüklüğünde ürünler kullanılırken; göz altı morluklarını gidermek için daha az çapraz bağlı, daha akıcı, içinde vitamin olan ürünler tercih edilmektedir. Bu nedenle dolgu uygulamalarının alanında uzman ve deneyimli hekimler tarafından yapılması büyük önem taşımaktadır.
Hyaluronik asit içerikli dolguların avantajları şu şekilde sıralanabilir:
*Vücutta bulunan organik ve doğal bir maddedir. Hayvansal kaynaklı olmadığı için alerji yapmaz.
*Ön hazırlık olmadan, hıza uygulanabilir. İşlemi uygulamak için 20-30 dakika yeterlidir.
*Aynı anda farklı bölgeler için farklı ürünler kullanılarak bir seansta birden fazla sorun çözülebilir.
*Çok küçük iğnelerle enjekte edilebilir. Etkisi 8-12 ay devam eder. Bu süre, uygulama bölgesi ve kullanılan ürüne göre değişim gösterebilir.
*Zaman içinde vücut tarafından doğal olarak parçalanıp, yok edilir. Dolayısıyla artık istenmediğinde geri dönüş, doğal yollarla mümkündür.
*Hacim gerektiren tüm bölgeler için kullanılabiliyor
*Uygulama sırasında ağrı hissedilmemesi için bazı ürünlerin içine ağrı kesici maddeler eklenmektedir. Bunun dışında uygulama öncesi ağrı kesici kremler ya da diş tedavisi sırasında olduğu gibi sinir blokları yapılarak uygulamanın ağrısız olması sağlanmaktadır. Dolgular en sık yüz bölgesinde kullanılır. Bunun dışında el, meme ya da vücutta hacim istenen pek çok bölge için kullanılması mümkündür.
Işık dolguları göz çevresinde daha aydınlık bir görünüm sağlıyor
Günümüzün stresli ve yoğun yaşam temposu nedeni ile henüz orta yaş döneminde bile göz etrafında morarma ve halkalanmalarla görülebilmektedir. Göz altı ışık dolguları, özellikle bu bölgeler için kullanılmaktadır. Hyaluronik asitle birlikte vitaminler ve mineraller de içerdiğinden dolgu özelliğinin yanı sıra; derinin beslenmesini ve gençleşmesini de sağlamaktadır. Tekrarlayan uygulamalar sayesinde, cilt rengi açılmaya, göz çevresindeki çukur alan dolmaya başlar, istenilen görünüm bu şekilde elde edilebilir.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.