Gebelik, gerek anne gerekse bebek sağlığı için oldukça dikkat gerektiren bir süreç. Bu dönem, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için birçok konuya daha özenli yaklaşmayı gerektiriyor. Fakat anne adaylarının gebelik sırasında çeşitli X ışınlarına maruz kalması, gebeliği riske atabiliyor. Bilhassa tanısal amaçlı çekilen röntgen filmleri, bebeğin gelişim sürecini olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Central Hospital'dan Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Çetin Öner, gebelikte röntgen çekimi hakkında önemli uyarılarda bulunuyor.
Canlılar belirli oranda radyasyona maruz kalabiliyor
Radyasyonu kısaca, yüksek enerji özelliği bulunan, ayrıca X ve gamma ışınlarını düşük dalga boyunda taşıyan iyonize ışınlar olarak özetleyebiliriz. Bu radyasyon, dünya üzerindeki tüm canlıları etkileyebilirken, güneş ışınlarından yer kabuğunda bulunan maddelere kadar her türlü doğal yoldan alınabilme özelliği taşır. Doğal yolların yanı sıra tıp alanında kullanılan tetkik ve tarama araçları, bilim teknoloji ve modern yaşam elementleri de devamlı olarak dünya üzerine radyasyon yayılmasına neden olur.
Katkının yanı sıra zararları da mevcut
Röntgen veya tomografi filmlerine her ne kadar olumsuz bakılsa da bazı sağlık durumlarında ihtiyaç duyulabiliyor. Fakat X ışınları kullanılarak çekilen bu filmler, bir yandan vücutta gelişen hastalıkların teşhis ve tedavisine katkı sağlarken, diğer yandan da ciddi şekilde radyasyon yayımına yol açıyor. Normal şartlarda dahi bireylere zarar veren radyasyon, gebelik sürecinde ise hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından bir hayli risk oluşturabiliyor.
Bebekte gelişim geriliğine yol açıyor
Gebelik süresince radyasyona ya da X ışınlarına aşırı maruz kalmak anne adayında doku hasarları, bebekte ise gelişim geriliği yaşanmasına yol açabiliyor. Ayrıca bebekte, anne karnında birtakım anomalilerin ve nörolojik rahatsızlıkların yanı sıra, bebek kaybına kadar birçok problemin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabiliyor. Ancak bu sonuçlar, anne ve bebeğin aldığı radyasyonun dozuna ve maruz kalınan radyasyonun gebeliğin hangi dönemine denk geldiğine göre de değişiklikler gösterebiliyor. Anne adayları hamile kaldığını fark etmeden röntgen filmi çekimine girebiliyor. Böyle problemler ise çoğunlukla bu hamile gruplarında görülüyor. Fakat bu konuda yapılan çalışmalar, 5 rad ve altındaki ışın miktarını almış olan gebeliklerde fetusun zarar görme olasılığının çok düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Radyasyon oranı 15 rad'ı geçmemeli
Eğer röntgen işlemi, 2. ile 8. hafta arasında ve 1 defaya mahsus yapılmışsa bebeğe bir zarar vermez. Röntgen nedeniyle alınan radyasyon oranı 15 rad'dan az ise bebek için herhangi bir risk oluşmaz. Fakat radyasyon oranı 15 rad'dan fazla ise gebeliğin sonlandırılması gerekebilir. Ayrıca teşhis ya da tedavi sırasında birden fazla röntgen çekimi gerekiyorsa ve anne adayı gebeliğinden bu görüntüleme işlemlerinden sonra haberdar oluyorsa, dozun hesaplanması için mutlaka bir radyoloji uzmanına başvurmalıdır.
Diş, akciğer, kol ve bacak röntgeni çekilebilir
Gebelik süresi içinde röntgen çekimine ihtiyaç duyuluyorsa bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Örneğin; diş, akciğer, baş, kol ve bacak gibi bölgeler için röntgen çekimlerinde, radyasyon direkt alt karnı hedef almayacağından yaydığı enerji de düşük olacaktır. Bu nedenle de bebek için herhangi bir gelişim geriliği ya da doğumsal sakatlık riski oluşmayacaktır. Fakat üreme organlarının ve karın bölgesinin direkt olarak radyasyona maruz kalması bebeğin hızla gelişmekte olan hücrelerinde birtakım değişimlere sebep olabilir. Hatta bu durum, bebeğin ileriki dönemlerde kansere yakalanma riskini de tetikleyebilir.
Uzman desteği şart
Eğer tüm önlemlere rağmen, gebelikte röntgen çektirilmesi zaruri ise mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır. Röntgen işlemi sırasında radyasyonun dağılması için koruyucu kıyafetler giyilebilir. Ancak anne adayı, sağlığı riske girecek kadar bir problem taşımıyorsa röntgen çekiminin doğum sonrasına bırakılması daha uygun olacaktır.
MR ve ultrason zararlı değil
Gebelik süreci ile ilgili merak oluşturan bir diğer konu ise, MR ve ultrason işlemlerinin anne ve bebek sağlığı açısından sakınca oluşturup oluşturmadığıdır. Bilinmesi gerekir ki gebelik sürecinde MR çekimi, anne ve bebek için herhangi bir zarara yol açmaz. Eğer gebelikte MR yöntemiyle bir tanı belirlenmesi gerekiyorsa, bu işlemin kullanılmasında bir sorun yoktur. Yine tanı amaçlı ultrason yöntemine ihtiyaç duyuluyorsa, ses dalgalarının 1,0 olması gerekir. Anne ve bebeğe verilen dalgalar düşük derecede olduğu müddetçe herhangi bir risk oluşmaz.
Central Hospital'dan Radyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Çetin Öner, gebelikte röntgen çekimi hakkında önemli uyarılarda bulunuyor.
Canlılar belirli oranda radyasyona maruz kalabiliyor
Radyasyonu kısaca, yüksek enerji özelliği bulunan, ayrıca X ve gamma ışınlarını düşük dalga boyunda taşıyan iyonize ışınlar olarak özetleyebiliriz. Bu radyasyon, dünya üzerindeki tüm canlıları etkileyebilirken, güneş ışınlarından yer kabuğunda bulunan maddelere kadar her türlü doğal yoldan alınabilme özelliği taşır. Doğal yolların yanı sıra tıp alanında kullanılan tetkik ve tarama araçları, bilim teknoloji ve modern yaşam elementleri de devamlı olarak dünya üzerine radyasyon yayılmasına neden olur.
Katkının yanı sıra zararları da mevcut
Röntgen veya tomografi filmlerine her ne kadar olumsuz bakılsa da bazı sağlık durumlarında ihtiyaç duyulabiliyor. Fakat X ışınları kullanılarak çekilen bu filmler, bir yandan vücutta gelişen hastalıkların teşhis ve tedavisine katkı sağlarken, diğer yandan da ciddi şekilde radyasyon yayımına yol açıyor. Normal şartlarda dahi bireylere zarar veren radyasyon, gebelik sürecinde ise hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından bir hayli risk oluşturabiliyor.
Bebekte gelişim geriliğine yol açıyor
Gebelik süresince radyasyona ya da X ışınlarına aşırı maruz kalmak anne adayında doku hasarları, bebekte ise gelişim geriliği yaşanmasına yol açabiliyor. Ayrıca bebekte, anne karnında birtakım anomalilerin ve nörolojik rahatsızlıkların yanı sıra, bebek kaybına kadar birçok problemin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabiliyor. Ancak bu sonuçlar, anne ve bebeğin aldığı radyasyonun dozuna ve maruz kalınan radyasyonun gebeliğin hangi dönemine denk geldiğine göre de değişiklikler gösterebiliyor. Anne adayları hamile kaldığını fark etmeden röntgen filmi çekimine girebiliyor. Böyle problemler ise çoğunlukla bu hamile gruplarında görülüyor. Fakat bu konuda yapılan çalışmalar, 5 rad ve altındaki ışın miktarını almış olan gebeliklerde fetusun zarar görme olasılığının çok düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Radyasyon oranı 15 rad'ı geçmemeli
Eğer röntgen işlemi, 2. ile 8. hafta arasında ve 1 defaya mahsus yapılmışsa bebeğe bir zarar vermez. Röntgen nedeniyle alınan radyasyon oranı 15 rad'dan az ise bebek için herhangi bir risk oluşmaz. Fakat radyasyon oranı 15 rad'dan fazla ise gebeliğin sonlandırılması gerekebilir. Ayrıca teşhis ya da tedavi sırasında birden fazla röntgen çekimi gerekiyorsa ve anne adayı gebeliğinden bu görüntüleme işlemlerinden sonra haberdar oluyorsa, dozun hesaplanması için mutlaka bir radyoloji uzmanına başvurmalıdır.
Diş, akciğer, kol ve bacak röntgeni çekilebilir
Gebelik süresi içinde röntgen çekimine ihtiyaç duyuluyorsa bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Örneğin; diş, akciğer, baş, kol ve bacak gibi bölgeler için röntgen çekimlerinde, radyasyon direkt alt karnı hedef almayacağından yaydığı enerji de düşük olacaktır. Bu nedenle de bebek için herhangi bir gelişim geriliği ya da doğumsal sakatlık riski oluşmayacaktır. Fakat üreme organlarının ve karın bölgesinin direkt olarak radyasyona maruz kalması bebeğin hızla gelişmekte olan hücrelerinde birtakım değişimlere sebep olabilir. Hatta bu durum, bebeğin ileriki dönemlerde kansere yakalanma riskini de tetikleyebilir.
Uzman desteği şart
Eğer tüm önlemlere rağmen, gebelikte röntgen çektirilmesi zaruri ise mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır. Röntgen işlemi sırasında radyasyonun dağılması için koruyucu kıyafetler giyilebilir. Ancak anne adayı, sağlığı riske girecek kadar bir problem taşımıyorsa röntgen çekiminin doğum sonrasına bırakılması daha uygun olacaktır.
MR ve ultrason zararlı değil
Gebelik süreci ile ilgili merak oluşturan bir diğer konu ise, MR ve ultrason işlemlerinin anne ve bebek sağlığı açısından sakınca oluşturup oluşturmadığıdır. Bilinmesi gerekir ki gebelik sürecinde MR çekimi, anne ve bebek için herhangi bir zarara yol açmaz. Eğer gebelikte MR yöntemiyle bir tanı belirlenmesi gerekiyorsa, bu işlemin kullanılmasında bir sorun yoktur. Yine tanı amaçlı ultrason yöntemine ihtiyaç duyuluyorsa, ses dalgalarının 1,0 olması gerekir. Anne ve bebeğe verilen dalgalar düşük derecede olduğu müddetçe herhangi bir risk oluşmaz.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.