Estetik ve güzellik günümüz yaşamının vazgeçilmez parçalarından biri… Kadın erkek demeden toplumun her kesiminin ilgisini çeken estetik cerrahiyle ilgili şehir efsanelerinin oluşması da kaçınılmaz…
Hisar Intercontinental Hospital Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Aydın Gözü’den şehir efsanelerine dönüşen ve yanlış bilinen estetik uygulamalarını konuştuk…
Burun Estetiği Sonrası Burnunuz Düşer/Çöker...
Burun ameliyatları sonrası çökme ya da düşme, geçmişten günümüze uzanan ve içinde gerçeklik payı da taşıyan bir konu. Burnun estetik cerrahisinde hedef ve teknikler son on yıl içinde neredeyse tümüyle değişti. Doğal, dengeli bir görüntünün yanı sıra işlevsel sonuç elde etme kaygısı ön plana çıktı. Eskiden standart olarak küçük, dar bir burun sırtı ile abartılmış ve kalkık burun ucu yapılmaya çalışılırken bu sorunla sık karşılaşırdık. Güncel anlayış ve yöntemlerle bu sorun aşıldı.
Yağ aldırmak çok tehlikeli…
Bu cümleyle başlayan ve ‘Alınan yağlar yerine gelir mi? Bu yağlar başka yerlerimde toplanır mı? Benden kaç kilo yağ alabilirsiniz?’ şeklinde devam eden soruların aslında yanıtları net…
Yağ aldırmanın ölümcül olabildiği inancı emboli adı verilen komplikasyonla ilişkilendirildiği için çok sık karşılaşılan yanlış bir inanç. Doğrusunu söylemek gerekirse bu olasılık her türlü major cerrahi girişim için yıllardır bilinen ve olmaması için uygun önlemlerin alındığı (varis çorapları, kan sulandırıcı ilaçlar, erken ayağa kaldırıp yürütme, vb) bir durum. Yağ aldırmanın emboliye yol açtığı efsanesi genellikle kolaycı bir yaklaşımla yola çıkarak her türlü komplikasyonu buna bağlamakla ilişkili. Hasta ve teknik tercihlerin uygun seçildiği, koşulların zorlanmadığı durumlarda bu sorunla karşılaşma sıklığı, yolculuk, uzun süre hareketsiz kalma, yatağa bağımlılık gibi gündelik yaşam sırasında görülme olasılığından daha yüksek değil.
Alınan yağların geri gelmesi ise insanın hayal gücünü ne kadar çalıştırabileceğinin göstergesi… Öncelikle bu tür ameliyatların kilo vermek için değil, istenen kiloya gelen ya da yaklaşan azimli hastalar için yararlı olduğu ve güzel sonuç verdiği, kendi çabasıyla kilo vermeye niyeti olmayan kimseler için gereksiz olduğu bilinmeli. Bu ameliyatları olmaya karar vermiş kişinin kendine güvenmesi ve ilerde tekrar kilo almayı düşünmüyor olması gerekir. Yine de alınacak olursa, bu kilonun, bizim müdahale ettiğimiz yüzeysel derialtı yağ tabakalarında değil, ağırlıklı olarak karın içi bölgede toplanacağı bilinmeli. Kişiden alınan yağ miktarına gelince; bu miktarın bilinen bir üst sınırı olmasa da kişiden kişiye, hekimden hekime değişir. Genellikle yağ alma (liposuction) işleminde 3 litreyi aşmamaya çalışılmalıdır.
Meme protezleri kanser yapar mı?
Hayır, yapmaz; aksine kişinin kendine olan güvenini ve iç huzurunu artırarak, onu büyük psikolojik sıkıntılardan kurtarır.
Saç ektirdikten sonra uçağa binebilir miyim?
Evet, neden olmasın? Merak etmeyin yıllardır hayalini kurduğunuz yeni görüntünüzü hiçbir güç bozamaz, en sert rüzgarlar, kabin içi basınç değişimleri bile (uçak fobisi olanlar tabii ki diğer ulaşım araçlarını tercih etmeyi sürdürmeliler) buna dahildir.
Botoks yılan zehriymiş?
Hayır, botoks yılan zehri değildir. Aslına bakarsanız bütün ilaçlar fazla alındığında zehir etkisi gösterir. Botulinum toksini ise bir bakteri türü tarafından üretilen ve besin zehirlenmesine yol açan bir ürün. Ancak uygun dozda kullanıldığında hiçbir sakıncası yoktur. Estetik amaçlı kullanıma girmeden çok önce çeşitli nörolojik hastalıklar, şaşılıklar vb. durumlarda çok daha yüksek dozlarda kullanılmaktaydı. Migren için de günümüzde yaygın kullanılmakta.
Bir kez estetik yaptıran bir daha iflah olmaz başka yerlerini de yaptırırmış?
Doğruluk payı kısmen de olsa var. Estetik cerrahi konusunda endişeli biri küçük bir işlem yaptırdığında (dolgu, botulinum toksini, lazer, benini aldırma vb) memnun kalıp daha büyük işlemler için kendini hazır hissedebilir. Ya da birden çok yakınması olan birine hekimi tarafından birkaç aşamalı girişim önerilebilir. Burnunu yaptıran biri daha sonra yağlarını aldırmak isteyebilir. Burada önemli olan istek ve beklentilerin gerçekçi olup olmadığıdır. Sorunsuz da olsa vücudundan hoşnutsuz olup gerçekle bağlantısız, olmadık isteklerle hekim hekim dolaşan ve kesinlikle ameliyat edilmemesi gereken bir grup hasta vardır ki, doğrudan psikiyatristler tarafından ele alınmalıdır. Meslekleri gereği fiziklerini sürekli korumak zorunda olan ünlüler için durum daha farklıdır. İstekleri abartılı bile olsa değerlendirilmeli ancak bilimsel ve etik doğrulardan ödün verilmemelidir.
Çocuğumu iyi tedavi etmediler, yanık sonrası iz kaldı?
Çocukluk çağında sık karşılaşılan yanık ve sonrasında kalan sekeller (izler, çekintiler, bantlar, yapışıklıklar vb.) çocuk ve aile için son derece sıkıntılı ve yoğun düzeltici ameliyat süreçleri gerektirebilir. Kimi ebeveynler hissettikleri suçluluk duygusunu sağlık personeli üzerine yansıtarak bu vicdani yükten kurtulmaya çalışırlar. Ne yapalım, bu da bizim kaderimiz…
Siz estetik cerrah değil misiniz, izleri yok edemiyor musunuz?
Evet, biz estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahız ve bu unvanı elde edene kadar da yanık ve sekelleri, doğumsal bozukluklar, el cerrahisi, deri kanserleri, çene-yüz cerrahisi, rekonstrüktif mikrocerrahi gibi birbiriyle ilişkisiz gibi görünen (aslında değil) birçok alanda etkinlik göstermekteyiz. Tabii ki en az iz bırakan yöntemleri (kesilerin fark edilmesi güç yerlere gizlenmesi, endoskopik yöntemler, liposuction, vb.) kullanıyoruz ve deneysel/klinik çalışmalar sürüyor, ancak, izsiz ameliyat konusu şimdilik bir fantezi ve olan izlerin yok edilmesi de mümkün değil. Elimizdeki çeşitli yöntemlerle (lazer, ilaçlar, yanık korseleri, cerrahi) bizim yapabildiğimiz, bu izlerin görünürlüğünü azaltmaktır.
Narkozdan ölür müyüm?
Günümüzdeki teknoloji ile bu oldukça nadir bir olasılık. Durup dururken herhangi başka bir nedenden (kaza, kalp krizi, inme, vb) kaynaklanabilecek ölüm olasılığından çok daha düşük. Çünkü bu sırada tüm sistemleriniz kontrol altında ve her türlü soruna karşı müdahale şansı elimizin altında.
Benleri aldırmak tehlikeliymiş! Bıçak vurulunca azarmış!
Modern anlamda plastik cerrahinin olmadığı devirlerde uygunsuz yapılan işlemler sonrası karşılaşılan sorunlar nedeniyle doğduğu düşünülen ve günümüzde de varlığını sürdüren yaygın bir efsanedir.
Hisar Intercontinental Hospital Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Aydın Gözü’den şehir efsanelerine dönüşen ve yanlış bilinen estetik uygulamalarını konuştuk…
Burun Estetiği Sonrası Burnunuz Düşer/Çöker...
Burun ameliyatları sonrası çökme ya da düşme, geçmişten günümüze uzanan ve içinde gerçeklik payı da taşıyan bir konu. Burnun estetik cerrahisinde hedef ve teknikler son on yıl içinde neredeyse tümüyle değişti. Doğal, dengeli bir görüntünün yanı sıra işlevsel sonuç elde etme kaygısı ön plana çıktı. Eskiden standart olarak küçük, dar bir burun sırtı ile abartılmış ve kalkık burun ucu yapılmaya çalışılırken bu sorunla sık karşılaşırdık. Güncel anlayış ve yöntemlerle bu sorun aşıldı.
Yağ aldırmak çok tehlikeli…
Bu cümleyle başlayan ve ‘Alınan yağlar yerine gelir mi? Bu yağlar başka yerlerimde toplanır mı? Benden kaç kilo yağ alabilirsiniz?’ şeklinde devam eden soruların aslında yanıtları net…
Yağ aldırmanın ölümcül olabildiği inancı emboli adı verilen komplikasyonla ilişkilendirildiği için çok sık karşılaşılan yanlış bir inanç. Doğrusunu söylemek gerekirse bu olasılık her türlü major cerrahi girişim için yıllardır bilinen ve olmaması için uygun önlemlerin alındığı (varis çorapları, kan sulandırıcı ilaçlar, erken ayağa kaldırıp yürütme, vb) bir durum. Yağ aldırmanın emboliye yol açtığı efsanesi genellikle kolaycı bir yaklaşımla yola çıkarak her türlü komplikasyonu buna bağlamakla ilişkili. Hasta ve teknik tercihlerin uygun seçildiği, koşulların zorlanmadığı durumlarda bu sorunla karşılaşma sıklığı, yolculuk, uzun süre hareketsiz kalma, yatağa bağımlılık gibi gündelik yaşam sırasında görülme olasılığından daha yüksek değil.
Alınan yağların geri gelmesi ise insanın hayal gücünü ne kadar çalıştırabileceğinin göstergesi… Öncelikle bu tür ameliyatların kilo vermek için değil, istenen kiloya gelen ya da yaklaşan azimli hastalar için yararlı olduğu ve güzel sonuç verdiği, kendi çabasıyla kilo vermeye niyeti olmayan kimseler için gereksiz olduğu bilinmeli. Bu ameliyatları olmaya karar vermiş kişinin kendine güvenmesi ve ilerde tekrar kilo almayı düşünmüyor olması gerekir. Yine de alınacak olursa, bu kilonun, bizim müdahale ettiğimiz yüzeysel derialtı yağ tabakalarında değil, ağırlıklı olarak karın içi bölgede toplanacağı bilinmeli. Kişiden alınan yağ miktarına gelince; bu miktarın bilinen bir üst sınırı olmasa da kişiden kişiye, hekimden hekime değişir. Genellikle yağ alma (liposuction) işleminde 3 litreyi aşmamaya çalışılmalıdır.
Meme protezleri kanser yapar mı?
Hayır, yapmaz; aksine kişinin kendine olan güvenini ve iç huzurunu artırarak, onu büyük psikolojik sıkıntılardan kurtarır.
Saç ektirdikten sonra uçağa binebilir miyim?
Evet, neden olmasın? Merak etmeyin yıllardır hayalini kurduğunuz yeni görüntünüzü hiçbir güç bozamaz, en sert rüzgarlar, kabin içi basınç değişimleri bile (uçak fobisi olanlar tabii ki diğer ulaşım araçlarını tercih etmeyi sürdürmeliler) buna dahildir.
Botoks yılan zehriymiş?
Hayır, botoks yılan zehri değildir. Aslına bakarsanız bütün ilaçlar fazla alındığında zehir etkisi gösterir. Botulinum toksini ise bir bakteri türü tarafından üretilen ve besin zehirlenmesine yol açan bir ürün. Ancak uygun dozda kullanıldığında hiçbir sakıncası yoktur. Estetik amaçlı kullanıma girmeden çok önce çeşitli nörolojik hastalıklar, şaşılıklar vb. durumlarda çok daha yüksek dozlarda kullanılmaktaydı. Migren için de günümüzde yaygın kullanılmakta.
Bir kez estetik yaptıran bir daha iflah olmaz başka yerlerini de yaptırırmış?
Doğruluk payı kısmen de olsa var. Estetik cerrahi konusunda endişeli biri küçük bir işlem yaptırdığında (dolgu, botulinum toksini, lazer, benini aldırma vb) memnun kalıp daha büyük işlemler için kendini hazır hissedebilir. Ya da birden çok yakınması olan birine hekimi tarafından birkaç aşamalı girişim önerilebilir. Burnunu yaptıran biri daha sonra yağlarını aldırmak isteyebilir. Burada önemli olan istek ve beklentilerin gerçekçi olup olmadığıdır. Sorunsuz da olsa vücudundan hoşnutsuz olup gerçekle bağlantısız, olmadık isteklerle hekim hekim dolaşan ve kesinlikle ameliyat edilmemesi gereken bir grup hasta vardır ki, doğrudan psikiyatristler tarafından ele alınmalıdır. Meslekleri gereği fiziklerini sürekli korumak zorunda olan ünlüler için durum daha farklıdır. İstekleri abartılı bile olsa değerlendirilmeli ancak bilimsel ve etik doğrulardan ödün verilmemelidir.
Çocuğumu iyi tedavi etmediler, yanık sonrası iz kaldı?
Çocukluk çağında sık karşılaşılan yanık ve sonrasında kalan sekeller (izler, çekintiler, bantlar, yapışıklıklar vb.) çocuk ve aile için son derece sıkıntılı ve yoğun düzeltici ameliyat süreçleri gerektirebilir. Kimi ebeveynler hissettikleri suçluluk duygusunu sağlık personeli üzerine yansıtarak bu vicdani yükten kurtulmaya çalışırlar. Ne yapalım, bu da bizim kaderimiz…
Siz estetik cerrah değil misiniz, izleri yok edemiyor musunuz?
Evet, biz estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahız ve bu unvanı elde edene kadar da yanık ve sekelleri, doğumsal bozukluklar, el cerrahisi, deri kanserleri, çene-yüz cerrahisi, rekonstrüktif mikrocerrahi gibi birbiriyle ilişkisiz gibi görünen (aslında değil) birçok alanda etkinlik göstermekteyiz. Tabii ki en az iz bırakan yöntemleri (kesilerin fark edilmesi güç yerlere gizlenmesi, endoskopik yöntemler, liposuction, vb.) kullanıyoruz ve deneysel/klinik çalışmalar sürüyor, ancak, izsiz ameliyat konusu şimdilik bir fantezi ve olan izlerin yok edilmesi de mümkün değil. Elimizdeki çeşitli yöntemlerle (lazer, ilaçlar, yanık korseleri, cerrahi) bizim yapabildiğimiz, bu izlerin görünürlüğünü azaltmaktır.
Narkozdan ölür müyüm?
Günümüzdeki teknoloji ile bu oldukça nadir bir olasılık. Durup dururken herhangi başka bir nedenden (kaza, kalp krizi, inme, vb) kaynaklanabilecek ölüm olasılığından çok daha düşük. Çünkü bu sırada tüm sistemleriniz kontrol altında ve her türlü soruna karşı müdahale şansı elimizin altında.
Benleri aldırmak tehlikeliymiş! Bıçak vurulunca azarmış!
Modern anlamda plastik cerrahinin olmadığı devirlerde uygunsuz yapılan işlemler sonrası karşılaşılan sorunlar nedeniyle doğduğu düşünülen ve günümüzde de varlığını sürdüren yaygın bir efsanedir.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.