1 haftalık güneş tatili kanser riskini 5 kat fazlalaştırıyor. İşte yaz mevsiminin sağlık için sakıncalı yönleri...
Açık ten ve mavi göz, cilt kanseri riskini artırıyor. 1 haftalık güneş tatili kanser riskini 5 kat fazlalaştırıyor. Havuzlar, salmonelladan e.coliye kadar birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Fazla klor alerji, parmak arası terliklerse ayakta ağrı nedeni. İşte yaz mevsiminin sağlık için sakıncalı yönleri...
Güneşin UV ışınlarının, uzun dönemde erken yaşlanma ve deri kanseri gibi ciddi sorunlara neden olduğu biliniyor. Güneş ışınlarına uzun süreli ya da yineleyici şekilde maruz kalma sonucunda; ciltte kuruluk, solukluk, sarımsı renk değişimi, ince ve derin kırışıklıklar, kahverengi lekeler, ince damar genişlemeleri gibi ışığa bağlı erken yaşlanma belirtileri görülüyor.
Amerikan Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Erkan Koyuncu, bunun sonucunda deri kanseri oluştuğuna dikkat çekiyor. Dr. Koyuncu, ‘aktinik keratoz’ gibi bir dizi kanser öncülünde döküntüde artış, yara iyileşmesi ve bağışıklık sisteminde zayıflamayla karşılaşıldığını belirtiyor.
1 HAFTA GÜNEŞ TATİLİ 5 KAT RİSK YARATIYOR
Cerrahi olarak ele alındığında genellikle tedavisi yapılabilen melanom dışı deri kanserleri (SCC, BCC, vb.) her 100 kişiden 2-3’ünde görülüyor. Her yıl 1 hafta süreyle güneşli bir bölgede tatil yapanlarda bu oran 5 kat yükseliyor. Güneşten koruyucu kullanımının, cilt kanserine yakalanma riskini azalttığı belirtiliyor.
AÇIK TEN MAVİ GÖZ, RİSKİ ARTIRIYOR
‘Melanom’ en az görülen cilt kanseri tiplerinden olsa da bütün ölümcül kanserler arasında ilk 5 içinde yer alıyor. Açık ten, mavi göz, sarı ve kızıl saçlar, kolay güneş yanığı gelişimi, üst sosyo-ekonomik düzey ve ailede malign melanom geçmişinin olması bu riski artıran unsurlar arasında bulunuyor.
Erken safhada yakalandığında tedavisi olan melanom; yeni değişim gösteren, ortasından sanal olarak kesildiğinde yarısının diğer yarısına benzemediği, kenarlarında düzensizlik bulunan, birden fazla renk barındıran, kurşun kalemin üzerindeki silgiden (6 mm) büyük leke veya ben benzeri yapılar olarak tanımlanıyor.
CİLT KANSERİ NASIL BELİRTİ VERİR?
Güneşe bağlı yaşlılık lekelerinin oluşumuna ve tedavisine ilişkin olarak, cildimizin doğal savunmasında güneşin zararlı ışınlarını emen ve bronzlaşmamıza yarayan melanositler her 10 yılda yüzde 10-20 oranında azalıyor. Bu yüzden cilt yaşlandıkça daha zor bronzlaşıyor, daha kolay güneş yanığı oluyor ve yaşlılık lekeleriyle daha çok karşılaşılıyor. Güneşe uzun süre maruz kalmak pigment lekelerini artırıyor ve tedavide kimyasal soyma yöntemlerinden lazer tedavilerine kadar birçok seçenek bulunuyor.
Güneşe bağlı erken yaşlanma bulgularının kozmetik tedavileri mevcut olsa da (büyük ölçüde), bu sorunları yok ettikten sonra asıl yapılması gerekenin tekrar oluşmaması için güneşe korunmasız çıkmamak ve yapılan işlemin yüz güldüren sonucunu korumaya özen göstermek olduğu belirtiliyor.
Sürekli ve düzenli kullanılan güneş koruyucularının ciltte meydana gelen zedelenmeleri onardığının unutulmaması gerekiyor. Sonradan ortaya çıkan ve büyüyen renkli oluşumlar, benlerde renk değişimi ve büyüme, iyileşmeyen kabuklu yara gibi belirtiler; bir dermatoloji uzmanına başvurulmasını gerektiriyor. Dr. Koyuncu, cilt kanserinin tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturduğunu belirtiyor.
HAVUZDAN HASTALIK KAPMAYIN
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül, yüzme havuzlarının, insan vücudunda bulunabilen ya da hasta kişilerce taşınabilen mikroorganizmaların bulaşma nedeni olabileceğini söylüyor. Bu enfeksiyonların başında; salmonella, şigella ve e.coli gibi bakterilerin yanısıra, Hepatit A gibi virüsler ve yüzeysel mantar enfeksiyonları geliyor.
Prof. Dr. Ergönül, havuz suyunun klorlanmasının önemli olduğuna, ancak miktarının iyi ayarlanması gerektiğine dikkat çekerek çok fazla klorun alerjiye neden olabileceğini belirtiyor. Şezlong, soyunma odaları, havuz çevresi gibi yerlerde mantar enfeksiyonlarına karşı dikkatli olunması gerekiyor. Kullanılmış havlularla temastan kaçınılması ve başkalarının terliklerinin giyilmemesi önerilirken, mantar enfeksiyonlarının gelişimini engellemek için iyi kurulanmanın önemine dikkat çekiliyor.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Başkalarına bulaştırmamak için:
Havuza girmeden önce duş alın ve hijyen uyarılarına riayet edin.
Aktif hastalığınız varsa havuza girmeyin ve çevrenizdeki hasta kişilere havuza girmemeleri gerektiğini hatırlatın.
İshalseniz havuzdan uzak durun. Çocuğunuzda ishal varsa havuza girmesine izin vermeyin.
Enfeksiyonlardan korunmak için:
Yapılması gereken aşıları yaptırmış olun. (Örneğin Hepatit A)
PARMAK ARASI TERLİK AYAK AĞRISI NEDENİ
Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Onur Tetik, “Son yıllarda terlikler, plajlardan ve soyunma odalarından çıkarak günlük hayatın bir parçası haline gelmiş durumda. Yapılan bazı çalışmalar, parmak arası terliklerin yürüme mekaniğini değiştirerek ayak ve ayak bileği ağrılarına neden olduğunu gösteriyor” diyor.
Parmak arası terlik giyenlerin daha kısa adımlar attığı, bu nedenle parmaklara binen yükün fazlalaşarak ayağın yerden azda olsa kaldırılması sonucunda ağrılar oluştuğu belirtiliyor. Bu etkilerin kilolu ve ayak yapısı düz olan kişilerde daha da belirgin olduğu görülüyor. Bunun, kişilerin parmak arası terlik kullanmamaları anlamına gelmediğini söyleyen Doç. Dr. Tetik, kullanımın kısıtlanması ve daimi kullanımdan kaçınılması gerekliliğine dikkat çekiyor. Bu terliklerin çocuklardaki kullanımı da yaşa göre kısıtlılık gerektiriyor. Çocuklara; ayağı rahatsız etmeyecek, yürümeyi zorlaştırmayacak, ayaktan kolay çıkmayacak tipte ayakkabılar veya terlikler giydirilmesi öneriliyor.
Açık ten ve mavi göz, cilt kanseri riskini artırıyor. 1 haftalık güneş tatili kanser riskini 5 kat fazlalaştırıyor. Havuzlar, salmonelladan e.coliye kadar birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Fazla klor alerji, parmak arası terliklerse ayakta ağrı nedeni. İşte yaz mevsiminin sağlık için sakıncalı yönleri...
Güneşin UV ışınlarının, uzun dönemde erken yaşlanma ve deri kanseri gibi ciddi sorunlara neden olduğu biliniyor. Güneş ışınlarına uzun süreli ya da yineleyici şekilde maruz kalma sonucunda; ciltte kuruluk, solukluk, sarımsı renk değişimi, ince ve derin kırışıklıklar, kahverengi lekeler, ince damar genişlemeleri gibi ışığa bağlı erken yaşlanma belirtileri görülüyor.
Amerikan Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Erkan Koyuncu, bunun sonucunda deri kanseri oluştuğuna dikkat çekiyor. Dr. Koyuncu, ‘aktinik keratoz’ gibi bir dizi kanser öncülünde döküntüde artış, yara iyileşmesi ve bağışıklık sisteminde zayıflamayla karşılaşıldığını belirtiyor.
1 HAFTA GÜNEŞ TATİLİ 5 KAT RİSK YARATIYOR
Cerrahi olarak ele alındığında genellikle tedavisi yapılabilen melanom dışı deri kanserleri (SCC, BCC, vb.) her 100 kişiden 2-3’ünde görülüyor. Her yıl 1 hafta süreyle güneşli bir bölgede tatil yapanlarda bu oran 5 kat yükseliyor. Güneşten koruyucu kullanımının, cilt kanserine yakalanma riskini azalttığı belirtiliyor.
AÇIK TEN MAVİ GÖZ, RİSKİ ARTIRIYOR
‘Melanom’ en az görülen cilt kanseri tiplerinden olsa da bütün ölümcül kanserler arasında ilk 5 içinde yer alıyor. Açık ten, mavi göz, sarı ve kızıl saçlar, kolay güneş yanığı gelişimi, üst sosyo-ekonomik düzey ve ailede malign melanom geçmişinin olması bu riski artıran unsurlar arasında bulunuyor.
Erken safhada yakalandığında tedavisi olan melanom; yeni değişim gösteren, ortasından sanal olarak kesildiğinde yarısının diğer yarısına benzemediği, kenarlarında düzensizlik bulunan, birden fazla renk barındıran, kurşun kalemin üzerindeki silgiden (6 mm) büyük leke veya ben benzeri yapılar olarak tanımlanıyor.
CİLT KANSERİ NASIL BELİRTİ VERİR?
Güneşe bağlı yaşlılık lekelerinin oluşumuna ve tedavisine ilişkin olarak, cildimizin doğal savunmasında güneşin zararlı ışınlarını emen ve bronzlaşmamıza yarayan melanositler her 10 yılda yüzde 10-20 oranında azalıyor. Bu yüzden cilt yaşlandıkça daha zor bronzlaşıyor, daha kolay güneş yanığı oluyor ve yaşlılık lekeleriyle daha çok karşılaşılıyor. Güneşe uzun süre maruz kalmak pigment lekelerini artırıyor ve tedavide kimyasal soyma yöntemlerinden lazer tedavilerine kadar birçok seçenek bulunuyor.
Güneşe bağlı erken yaşlanma bulgularının kozmetik tedavileri mevcut olsa da (büyük ölçüde), bu sorunları yok ettikten sonra asıl yapılması gerekenin tekrar oluşmaması için güneşe korunmasız çıkmamak ve yapılan işlemin yüz güldüren sonucunu korumaya özen göstermek olduğu belirtiliyor.
Sürekli ve düzenli kullanılan güneş koruyucularının ciltte meydana gelen zedelenmeleri onardığının unutulmaması gerekiyor. Sonradan ortaya çıkan ve büyüyen renkli oluşumlar, benlerde renk değişimi ve büyüme, iyileşmeyen kabuklu yara gibi belirtiler; bir dermatoloji uzmanına başvurulmasını gerektiriyor. Dr. Koyuncu, cilt kanserinin tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturduğunu belirtiyor.
HAVUZDAN HASTALIK KAPMAYIN
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül, yüzme havuzlarının, insan vücudunda bulunabilen ya da hasta kişilerce taşınabilen mikroorganizmaların bulaşma nedeni olabileceğini söylüyor. Bu enfeksiyonların başında; salmonella, şigella ve e.coli gibi bakterilerin yanısıra, Hepatit A gibi virüsler ve yüzeysel mantar enfeksiyonları geliyor.
Prof. Dr. Ergönül, havuz suyunun klorlanmasının önemli olduğuna, ancak miktarının iyi ayarlanması gerektiğine dikkat çekerek çok fazla klorun alerjiye neden olabileceğini belirtiyor. Şezlong, soyunma odaları, havuz çevresi gibi yerlerde mantar enfeksiyonlarına karşı dikkatli olunması gerekiyor. Kullanılmış havlularla temastan kaçınılması ve başkalarının terliklerinin giyilmemesi önerilirken, mantar enfeksiyonlarının gelişimini engellemek için iyi kurulanmanın önemine dikkat çekiliyor.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Başkalarına bulaştırmamak için:
Havuza girmeden önce duş alın ve hijyen uyarılarına riayet edin.
Aktif hastalığınız varsa havuza girmeyin ve çevrenizdeki hasta kişilere havuza girmemeleri gerektiğini hatırlatın.
İshalseniz havuzdan uzak durun. Çocuğunuzda ishal varsa havuza girmesine izin vermeyin.
Enfeksiyonlardan korunmak için:
Yapılması gereken aşıları yaptırmış olun. (Örneğin Hepatit A)
PARMAK ARASI TERLİK AYAK AĞRISI NEDENİ
Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Onur Tetik, “Son yıllarda terlikler, plajlardan ve soyunma odalarından çıkarak günlük hayatın bir parçası haline gelmiş durumda. Yapılan bazı çalışmalar, parmak arası terliklerin yürüme mekaniğini değiştirerek ayak ve ayak bileği ağrılarına neden olduğunu gösteriyor” diyor.
Parmak arası terlik giyenlerin daha kısa adımlar attığı, bu nedenle parmaklara binen yükün fazlalaşarak ayağın yerden azda olsa kaldırılması sonucunda ağrılar oluştuğu belirtiliyor. Bu etkilerin kilolu ve ayak yapısı düz olan kişilerde daha da belirgin olduğu görülüyor. Bunun, kişilerin parmak arası terlik kullanmamaları anlamına gelmediğini söyleyen Doç. Dr. Tetik, kullanımın kısıtlanması ve daimi kullanımdan kaçınılması gerekliliğine dikkat çekiyor. Bu terliklerin çocuklardaki kullanımı da yaşa göre kısıtlılık gerektiriyor. Çocuklara; ayağı rahatsız etmeyecek, yürümeyi zorlaştırmayacak, ayaktan kolay çıkmayacak tipte ayakkabılar veya terlikler giydirilmesi öneriliyor.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.