Merhaba saygı değer blog dostlarım, bu aralar psikoloji konusuna takmış durumdayım! Ruhsal hastalıklar ve kişisel gelişim kitapları okuyorum. Bu yüzden de bana enteresan gelen ruhsal hastalıklarla ilgili edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istedim.
Aslında laf aramızda okurken çevremizden tanıdık birilerini yazmışlar gibi bir hisse kapıldım:) Yahu biz toplum olarak hepimizin mi tedaviye ihtiyacı var acaba diye düşünmeden edemedim! Şimdi dostlar, başlıktan da anlayacağınız üzere bugün ki konu, ”NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU”
Nasıl mı olurmuş “narsistik insan”?
Şöyle; hani halk arasında bir tabir vardır, büyük dağları ben yarattım, küçükler de babadan kaldı edasıyla çevresine caka satanlar aslında en avam tabiri bu. Ama biz biraz daha bilimsel olarakbiraz daha ambalajlısını daanlatalım.Sürekli olarak bir şekilde ne kadar iyi oldukları, bulundukları yerlerdeki insanların kendilerini nasıl el üstünde tutup, değer verdiği, sevgi ve saygıyla karşılandığı üzerinde düşünürler bunu konuşurlar, konuşurlar ve konuşurlarsa; çevrelerinden sürekli övgü, alkış bekliyorlarsa, sıra beklemek, izin istemek, yol vermek onların hayatında olmayan kavramlarsa aman dikkat tehlike geliyor!
Çünkü bu insanlara göre kendilerinin her şeye hakları vardır ve daima bir öncelikleri olduğu düşüncesi içinde bulunduklarından böyle davranırlarmış.. Başkalarından bu konularda destek ve yardım göremediklerinde öfkelenirler.
Çevrelerindeki insanları kendi isleri ve keyfi için köle gibi kullanabilme yetkisini kendilerine tanırlarmış. Bu tip insanlar yakın çevrelerini üst düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kişilerden seçiyorlarmış! (en güzel, en tanınmış kişiyle görünmek, arkadaşlık etmek, bu amaçla o tür kişilerin bulunduğu sosyal kulüp, derneklere girip, faaliyetlerde bulunmak gibi).
Kendilerine yapılan en küçük yapıcı eleştiri ya da düzeltme, ekleme ve öneri bu kişileri ağır bir şekilde yaralayabilirmiş. Bu durumda küçülmüş bir duruş ile mahvolmuş, ortada bırakılmış hissedebilir ve çevresine de hissettirebiliyorlarmış.. Bu durumda aniden sinirlenip, kırıcı ve saldırgan olabildiklerinden, sosyal ilişkileri sağlıklı olmayıp başarıları devamını getiremezlermiş. Başkaları ile yarışma gerektiren işlerde yenilme riski nedeniyle , bu işlere karsı isteksizlikleri iş ve sosyal hayatta beklenen düzeyin altına düşmelerine yol açabiliyormuş.
Çevrelerindeki kişilerin içinde bulundukları durumlar konusunda aşağılayıcı, eleştirici, ilgisiz ve hafife alır bir tavır sergilerken, herkesin başarısına haset edip, onların hiçbir şeye layık olmadıkları, kendilerinin de isterlerse kolayca onu yapabileceklerini düşünüyor bu tip insanlar!
Otorite ya da üst düzey kişilerle iletişim kurmak için çaba harcayan bağlantı kurdukları bu kişilere abartılı nitelikler atfederek, böylece kendilerini de bu kişilerden varsaymaya da bayılıyorlarmış!. Daima bir kurumun en yetkilisi ( başhekim, profesör, müdür, komutan, işveren vs.) gibi en yetkili ile iletişime geçip, etiket ve unvan sahibi olmayanlara değer göstermezlermiş! Uzmanlara göre bu hastalığı olanların şu davranışları kendilerini ele veriyor:
1-Kendisinin başkalarından çok daha önemli olduğu duygusu içindedir. ( gösterdiği başarıları , sahip olduğu becerilerini çok daha olağanüstü olarak görüp, yeterli bir temeli olmamasına karsın çok değerli ve yüksek bir şahsiyet olarak bilinmeyi bekler.)
2- Düşünceleri, hayalleri büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel, sonsuz sevgi üzerinedir.
3-Özel, benzeri olmayan biri olup, kendisini ancak çok zeki ve ustun nitelikli kişilerin anlayabileceğini düşünür ve sadece bu kişilerle ilişki kurup, dostlarını bu kişilerden seçmeyi düşünür.
4-Çevresindekiler tarafından çok beğenilmeyi bekler.
5-Hak ettiği duygusu içindedir. Sahsına özel, başvuran diğer kişilerden farklı bir tedavi uygulanacağı düşünceleri ve davranışları içindedir.
6-Diğer insanlarla karşılıklı ilişkilerinde bencilce, çıkar düşünerek hareket eder. Başkalarının zaaflarından yararlanıp, hedeflerine ulaşmayı gözetir.
7-Kendini diğer kişilerin yerine koyup, onların hissettikleri, düşündükleri ya da ihtiyaçları konularını anlamaya ve bunlara saygı duymaya isteksizdir.
8-Genellikle başkalarının başarıları, yaptıkları , değerleri ve onların genel olarak varlıklarını kıskanabilirler. Diğerlerinin de kendilerini kıskandığını düşünürler.
9-Kendini beğenmiş, ukala ve küstahça tutumlar içine girerler.
Aslında hemen, hemen hepimizin çevresinde bu belirtileri taşıyan ve hayatı zehir eden insanlar çoktur!
Bu yüzden dedim ya, top yekun Allah aklımıza mukayyet olsun dostlar:)
Sağlıcakla ve mutlu kalın…
* Dilek Kaya
© Copyright, Sağlık TV özel haberidir, izinsiz kullanılamaz.
Aslında laf aramızda okurken çevremizden tanıdık birilerini yazmışlar gibi bir hisse kapıldım:) Yahu biz toplum olarak hepimizin mi tedaviye ihtiyacı var acaba diye düşünmeden edemedim! Şimdi dostlar, başlıktan da anlayacağınız üzere bugün ki konu, ”NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU”
Nasıl mı olurmuş “narsistik insan”?
Şöyle; hani halk arasında bir tabir vardır, büyük dağları ben yarattım, küçükler de babadan kaldı edasıyla çevresine caka satanlar aslında en avam tabiri bu. Ama biz biraz daha bilimsel olarakbiraz daha ambalajlısını daanlatalım.Sürekli olarak bir şekilde ne kadar iyi oldukları, bulundukları yerlerdeki insanların kendilerini nasıl el üstünde tutup, değer verdiği, sevgi ve saygıyla karşılandığı üzerinde düşünürler bunu konuşurlar, konuşurlar ve konuşurlarsa; çevrelerinden sürekli övgü, alkış bekliyorlarsa, sıra beklemek, izin istemek, yol vermek onların hayatında olmayan kavramlarsa aman dikkat tehlike geliyor!
Çünkü bu insanlara göre kendilerinin her şeye hakları vardır ve daima bir öncelikleri olduğu düşüncesi içinde bulunduklarından böyle davranırlarmış.. Başkalarından bu konularda destek ve yardım göremediklerinde öfkelenirler.
Çevrelerindeki insanları kendi isleri ve keyfi için köle gibi kullanabilme yetkisini kendilerine tanırlarmış. Bu tip insanlar yakın çevrelerini üst düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kişilerden seçiyorlarmış! (en güzel, en tanınmış kişiyle görünmek, arkadaşlık etmek, bu amaçla o tür kişilerin bulunduğu sosyal kulüp, derneklere girip, faaliyetlerde bulunmak gibi).
Kendilerine yapılan en küçük yapıcı eleştiri ya da düzeltme, ekleme ve öneri bu kişileri ağır bir şekilde yaralayabilirmiş. Bu durumda küçülmüş bir duruş ile mahvolmuş, ortada bırakılmış hissedebilir ve çevresine de hissettirebiliyorlarmış.. Bu durumda aniden sinirlenip, kırıcı ve saldırgan olabildiklerinden, sosyal ilişkileri sağlıklı olmayıp başarıları devamını getiremezlermiş. Başkaları ile yarışma gerektiren işlerde yenilme riski nedeniyle , bu işlere karsı isteksizlikleri iş ve sosyal hayatta beklenen düzeyin altına düşmelerine yol açabiliyormuş.
Çevrelerindeki kişilerin içinde bulundukları durumlar konusunda aşağılayıcı, eleştirici, ilgisiz ve hafife alır bir tavır sergilerken, herkesin başarısına haset edip, onların hiçbir şeye layık olmadıkları, kendilerinin de isterlerse kolayca onu yapabileceklerini düşünüyor bu tip insanlar!
Otorite ya da üst düzey kişilerle iletişim kurmak için çaba harcayan bağlantı kurdukları bu kişilere abartılı nitelikler atfederek, böylece kendilerini de bu kişilerden varsaymaya da bayılıyorlarmış!. Daima bir kurumun en yetkilisi ( başhekim, profesör, müdür, komutan, işveren vs.) gibi en yetkili ile iletişime geçip, etiket ve unvan sahibi olmayanlara değer göstermezlermiş! Uzmanlara göre bu hastalığı olanların şu davranışları kendilerini ele veriyor:
1-Kendisinin başkalarından çok daha önemli olduğu duygusu içindedir. ( gösterdiği başarıları , sahip olduğu becerilerini çok daha olağanüstü olarak görüp, yeterli bir temeli olmamasına karsın çok değerli ve yüksek bir şahsiyet olarak bilinmeyi bekler.)
2- Düşünceleri, hayalleri büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel, sonsuz sevgi üzerinedir.
3-Özel, benzeri olmayan biri olup, kendisini ancak çok zeki ve ustun nitelikli kişilerin anlayabileceğini düşünür ve sadece bu kişilerle ilişki kurup, dostlarını bu kişilerden seçmeyi düşünür.
4-Çevresindekiler tarafından çok beğenilmeyi bekler.
5-Hak ettiği duygusu içindedir. Sahsına özel, başvuran diğer kişilerden farklı bir tedavi uygulanacağı düşünceleri ve davranışları içindedir.
6-Diğer insanlarla karşılıklı ilişkilerinde bencilce, çıkar düşünerek hareket eder. Başkalarının zaaflarından yararlanıp, hedeflerine ulaşmayı gözetir.
7-Kendini diğer kişilerin yerine koyup, onların hissettikleri, düşündükleri ya da ihtiyaçları konularını anlamaya ve bunlara saygı duymaya isteksizdir.
8-Genellikle başkalarının başarıları, yaptıkları , değerleri ve onların genel olarak varlıklarını kıskanabilirler. Diğerlerinin de kendilerini kıskandığını düşünürler.
9-Kendini beğenmiş, ukala ve küstahça tutumlar içine girerler.
Aslında hemen, hemen hepimizin çevresinde bu belirtileri taşıyan ve hayatı zehir eden insanlar çoktur!
Bu yüzden dedim ya, top yekun Allah aklımıza mukayyet olsun dostlar:)
Sağlıcakla ve mutlu kalın…
* Dilek Kaya
© Copyright, Sağlık TV özel haberidir, izinsiz kullanılamaz.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.