Uzmanlar, kronik hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde beslenmenin yanı sıra egzersizin de çok önemli bir yer tuttuğunu belirtiyor.
İnsanların ölüm nedenleri yıllar geçtikçe ciddi değişimler gösterdi ve göstermeye de devam ediyor. Bundan 100 yıl önce enfeksiyon hastalıkları insanların asıl ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alırken, günümüzde hareketsizliğin yarattığı hastalıklar ilk sıraya yerleşmiş durumda.
Kronik hastalıklarda egzersiz çok önemli!
Hareketsizlik; obezite, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları ve tip 2 diyabet gibi hastalıklara neden olabiliyor. Bu hastalıkların tedavisinde ya da önlenmesinde ilaçlar ve beslenmenin yanı sıra egzersiz de çok önemli bir yer tutuyor. Egzersiz, son 50 yıl içinde kronik hastalıklarda ve onların oluşmasının önlenmesinde giderek önem kazandı ve önemi her geçen gün giderek artıyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı bu hastalıkların tedavisinde egzersizin önemini anlattı.
Kronik hastalıkların tedavisinde egzersizin yeri nedir?
Son 50 yıl içinde kronik hastalıklarda ve onların oluşmasının önlenmesinde egzersiz giderek önem kazandı ve önemi her geçen gün giderek artıyor. Artık hekimler tip II şekeri, tansiyonu, kalp damar hastalığı, kireçlenmesi (Osteoartrit), hiperlipemisi (Kan yağlarının artması) ve osteoporozu olan hastalarda sadece ilaç kullanılarak hastalığın tedavi edilemeyeceğini biliyor. Hastalar hangi ilacı alırsa alsın, diyetine dikkat etmeden ve egzersizini yapmadan hastalığını kontrol altına alamaz. Bu hastalıkların yanı sıra bazı kanser türleri ve depresyondan da korunmak için egzersizin şart olduğu artık bilinen önemli bir başka gerçek.
Hekimler gerekli gördükleri hastalarına nasıl ilaç reçetesi yazıyorlarsa, egzersiz için de, aynen ilaç gibi doz-cevap ilişkisi gösterdiği ve seçilen egzersizin tipine göre cevap ortaya çıktığı için, aynen ilaç gibi bir reçete hazırlamalı. Reçete, egzersizin haftada kaç gün, bir günde ne kadar süre ile, hangi şiddette ve hangi egzersizleri yapılacağının tarifini içermeli.
Egzersizin kesinlikle etkili olduğunun bilindiği hastalıklar nelerdir?
Düzgün planlanmış bir egzersiz programının insülin direncinde, tip II diyabette, dislipidemi, hipertansiyon, obezite, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kalp ve damar hastalığı, kalp yetmezliği, osteoartrit, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu ve depresyon tedavisinde çok etkili olduğu ortaya konmuştur. Egzersizin ayrıca kanser ve astımda da olumlu etkileri bulunduğu belirtilmektedir.
Egzersizin de ilaç gibi yan etkisi var mıdır?
Bir ilaç olarak düşündüğümüz egzersizin tabii ki diğer ilaçlar gibi bir takım zararları, yan etkileri de olabilmekte. Dolayısıyla yapılması önerilen egzersizlerde, kişide olası iyileşme durumunu, egzersizin yan etkilerini ve zararlı durumlarını da mutlaka düşünmek gerekmekte. Şekeri ve aşırı kilosu olan bir hastanın, nasıl olsa hekimler yürüyüş öneriyorlar diye egzersizi basite indirgeyerek sadece yürüyüş yapması, hastaların birbirlerinin ilaçlarını kullanması gibidir.
Egzersiz, yeterli dozda yapılmadığı zaman yararlı olamazken, çok veya uygun olmayan kişilerde yapılması durumunda ise sorun ortaya çıkartabilmektedir. Yürümek, gerçekten de çok yararlı bir spor. Ancak hastanın öncelikle, yürümeye bir engelinin olup olmadığının gözden geçirilmesi; yürümenin hangi hızda olacağının, haftada kaç gün ve her gün ne kadar yapılacağının da belirtilmesi gerekiyor. Bunların belirtilmesi durumunda kişinin yürüyüşü güvenli ve çok daha etkin bir hale gelir.
Egzersizin şiddetiyle sağlayacağı yararın arasında nasıl bir ilişki vardır?
Egzersizin şiddetinin artması, beklenen yararı belirli bir ölçüde artırır. Bu yarar kişinin sahip olduğu aktivite düzeyi ile ciddi ilişkilidir. Ciddi egzersiz yapan kişilerde bu yarar nispeten daha düşükken, egzersiz yapmayan kişilerde bu cevap çok daha belirgindir. Ama aynen ilaçta olduğu gibi bu yanıtta da bireysel farklılıklar mevcuttur.
Günümüzde sayıları giderek artan ve yaşamımıza daha çok girmeye başlayan spor salonları, bu konuda yardımcı olabilir mi?
Sağlık durumumuzu temelden etkileyen üç önemli öğe var. Bunlar; genetik, beslenme ve egzersiz. Bunlardan son ikisi değiştirilebilir nitelikte olup, spor salonları bu anlamda sağlıklı kişilerde çok yardımcı olabiliyor. Üstelik spor salonlarında egzersiz yapan bireyler, kendi başlarına egzersiz yapan bireylere göre daha uzun süre egzersize devam ederler.
Egzersize uyum, aynen uzun süreli ilaç kullanımına benzer. Bir ilacı uzun süre düzenli almak gerçekten çok zordur. Nitekim yapılan çalışmalar günlük düzenli alınması gereken kemik erimesi ilaçlarının, bir yıl sonra, çoğu hasta tarafından kullanılmadığını gösteriyor. İlaç firmaları bu yüzden daha seyrek; haftalık, aylık kullanılabilen ilaçları üretmenin çabasındadırlar ve bu şekilde devam sorununu kısmen çözmüşlerdir.
Maalesef aynı durum egzersiz için söz konusu değil, ama kişileri zaman zaman spor salonunda egzersiz yaptırmak onların egzersize devamları açısından etkili bir yol olarak karşımıza çıkıyor. Bu açılardan spor salonları çok önemli bir yardımcı olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak spor salonları, olabilecek sağlık ve hukuki sorunlar yüzünden, mümkün olduğunca sağlıklı bireyleri salona kayıt etmek istemekteler. Spor salonlarında çalışan kişiler egzersizi çok iyi bilmelerine karşın maalesef hastalıklar ve egzersiz konusunda yeterince bilgiye sahip değiller.
Ve maalesef, kronik hastalıkları olan bireylerde spor salonları etkin olarak kullanılamamakta. Bir yandan spor salonları onları kayıt etmek istemezken, diğer yandan onlar sağlıkla ilgili sorunları yüzünden buralara başvurmamaktadır. Dolayısı ile kronik hastalığı olan bireylere yardımcı olacak, onların sağlıklı spor yapmalarına olanak sağlayacak yapılanmalara olan ihtiyaç her geçen gün artıyor.
İnsanların ölüm nedenleri yıllar geçtikçe ciddi değişimler gösterdi ve göstermeye de devam ediyor. Bundan 100 yıl önce enfeksiyon hastalıkları insanların asıl ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alırken, günümüzde hareketsizliğin yarattığı hastalıklar ilk sıraya yerleşmiş durumda.
Kronik hastalıklarda egzersiz çok önemli!
Hareketsizlik; obezite, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları ve tip 2 diyabet gibi hastalıklara neden olabiliyor. Bu hastalıkların tedavisinde ya da önlenmesinde ilaçlar ve beslenmenin yanı sıra egzersiz de çok önemli bir yer tutuyor. Egzersiz, son 50 yıl içinde kronik hastalıklarda ve onların oluşmasının önlenmesinde giderek önem kazandı ve önemi her geçen gün giderek artıyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı bu hastalıkların tedavisinde egzersizin önemini anlattı.
Kronik hastalıkların tedavisinde egzersizin yeri nedir?
Son 50 yıl içinde kronik hastalıklarda ve onların oluşmasının önlenmesinde egzersiz giderek önem kazandı ve önemi her geçen gün giderek artıyor. Artık hekimler tip II şekeri, tansiyonu, kalp damar hastalığı, kireçlenmesi (Osteoartrit), hiperlipemisi (Kan yağlarının artması) ve osteoporozu olan hastalarda sadece ilaç kullanılarak hastalığın tedavi edilemeyeceğini biliyor. Hastalar hangi ilacı alırsa alsın, diyetine dikkat etmeden ve egzersizini yapmadan hastalığını kontrol altına alamaz. Bu hastalıkların yanı sıra bazı kanser türleri ve depresyondan da korunmak için egzersizin şart olduğu artık bilinen önemli bir başka gerçek.
Hekimler gerekli gördükleri hastalarına nasıl ilaç reçetesi yazıyorlarsa, egzersiz için de, aynen ilaç gibi doz-cevap ilişkisi gösterdiği ve seçilen egzersizin tipine göre cevap ortaya çıktığı için, aynen ilaç gibi bir reçete hazırlamalı. Reçete, egzersizin haftada kaç gün, bir günde ne kadar süre ile, hangi şiddette ve hangi egzersizleri yapılacağının tarifini içermeli.
Egzersizin kesinlikle etkili olduğunun bilindiği hastalıklar nelerdir?
Düzgün planlanmış bir egzersiz programının insülin direncinde, tip II diyabette, dislipidemi, hipertansiyon, obezite, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kalp ve damar hastalığı, kalp yetmezliği, osteoartrit, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu ve depresyon tedavisinde çok etkili olduğu ortaya konmuştur. Egzersizin ayrıca kanser ve astımda da olumlu etkileri bulunduğu belirtilmektedir.
Egzersizin de ilaç gibi yan etkisi var mıdır?
Bir ilaç olarak düşündüğümüz egzersizin tabii ki diğer ilaçlar gibi bir takım zararları, yan etkileri de olabilmekte. Dolayısıyla yapılması önerilen egzersizlerde, kişide olası iyileşme durumunu, egzersizin yan etkilerini ve zararlı durumlarını da mutlaka düşünmek gerekmekte. Şekeri ve aşırı kilosu olan bir hastanın, nasıl olsa hekimler yürüyüş öneriyorlar diye egzersizi basite indirgeyerek sadece yürüyüş yapması, hastaların birbirlerinin ilaçlarını kullanması gibidir.
Egzersiz, yeterli dozda yapılmadığı zaman yararlı olamazken, çok veya uygun olmayan kişilerde yapılması durumunda ise sorun ortaya çıkartabilmektedir. Yürümek, gerçekten de çok yararlı bir spor. Ancak hastanın öncelikle, yürümeye bir engelinin olup olmadığının gözden geçirilmesi; yürümenin hangi hızda olacağının, haftada kaç gün ve her gün ne kadar yapılacağının da belirtilmesi gerekiyor. Bunların belirtilmesi durumunda kişinin yürüyüşü güvenli ve çok daha etkin bir hale gelir.
Egzersizin şiddetiyle sağlayacağı yararın arasında nasıl bir ilişki vardır?
Egzersizin şiddetinin artması, beklenen yararı belirli bir ölçüde artırır. Bu yarar kişinin sahip olduğu aktivite düzeyi ile ciddi ilişkilidir. Ciddi egzersiz yapan kişilerde bu yarar nispeten daha düşükken, egzersiz yapmayan kişilerde bu cevap çok daha belirgindir. Ama aynen ilaçta olduğu gibi bu yanıtta da bireysel farklılıklar mevcuttur.
Günümüzde sayıları giderek artan ve yaşamımıza daha çok girmeye başlayan spor salonları, bu konuda yardımcı olabilir mi?
Sağlık durumumuzu temelden etkileyen üç önemli öğe var. Bunlar; genetik, beslenme ve egzersiz. Bunlardan son ikisi değiştirilebilir nitelikte olup, spor salonları bu anlamda sağlıklı kişilerde çok yardımcı olabiliyor. Üstelik spor salonlarında egzersiz yapan bireyler, kendi başlarına egzersiz yapan bireylere göre daha uzun süre egzersize devam ederler.
Egzersize uyum, aynen uzun süreli ilaç kullanımına benzer. Bir ilacı uzun süre düzenli almak gerçekten çok zordur. Nitekim yapılan çalışmalar günlük düzenli alınması gereken kemik erimesi ilaçlarının, bir yıl sonra, çoğu hasta tarafından kullanılmadığını gösteriyor. İlaç firmaları bu yüzden daha seyrek; haftalık, aylık kullanılabilen ilaçları üretmenin çabasındadırlar ve bu şekilde devam sorununu kısmen çözmüşlerdir.
Maalesef aynı durum egzersiz için söz konusu değil, ama kişileri zaman zaman spor salonunda egzersiz yaptırmak onların egzersize devamları açısından etkili bir yol olarak karşımıza çıkıyor. Bu açılardan spor salonları çok önemli bir yardımcı olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak spor salonları, olabilecek sağlık ve hukuki sorunlar yüzünden, mümkün olduğunca sağlıklı bireyleri salona kayıt etmek istemekteler. Spor salonlarında çalışan kişiler egzersizi çok iyi bilmelerine karşın maalesef hastalıklar ve egzersiz konusunda yeterince bilgiye sahip değiller.
Ve maalesef, kronik hastalıkları olan bireylerde spor salonları etkin olarak kullanılamamakta. Bir yandan spor salonları onları kayıt etmek istemezken, diğer yandan onlar sağlıkla ilgili sorunları yüzünden buralara başvurmamaktadır. Dolayısı ile kronik hastalığı olan bireylere yardımcı olacak, onların sağlıklı spor yapmalarına olanak sağlayacak yapılanmalara olan ihtiyaç her geçen gün artıyor.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.