Erkekler, evlilik bağıyla bağlanmaktan korktuklarını, tavırlarıyla sergilerler. Erkeklerin bağlanmaktan bu kadar korkmalarının nedenini bir de kendi ağızlarından duymaya ne dersiniz? İste erkeklerin evlilik öncesindeki korkulu itirafları…
Erkekler sorumlulukların ilişkiyi bozacağını düşünüyor! Erkek için evlilik bilgiye dayalı bir tahminler dizisidir. Öte yandan, hepsi olmasa da bazı kadınlar için ise hayat sezgiden ibarettir.
Durumun erkekler için böylesine korkutucu olmasının nedeni de budur. Kadınlar durgun akan nehirde aheste kürek çekerken, erkekler açık denizde bir başlarına kaldıklarını hissederler.
1. O hayati cümleyi duymak: Hastalıkta ve sağlıkta… (Gardiyan gelir, hapishane kapısı kapanır.)
2. Her milletten meyvelerin tadına bakma hayalinden vazgeçmek. (Şahane bir aşk ve şehvet seline kapılıp bir çiçekten öbürüne konmak)
3. “Ya?” kuruntusuna kapılmak. (Ya başka bir kadına âşık olursam?)
4. Boşanmak. (Yanlış ata oynamak gibi)
5. Anne – babanın başarısız evliliklerini tekrarlamak. (ya da anne – babanın mutlu evliliğini tekrarlamak, günün birinde karısına “Meleğim”, “Balım” ya da “Aşkım” diye hitap etmek)
6. Başkanlık mevkiinden ve Eğlence şirketi müdürlüğünden feragat etmek. Sonra da Uzlaşma denen şirketin yönetim kuruluna hesap vermek zorunda kalarak, her kararın günün birinde insanin neşesini kaçıran bir teftişten geçeceğinin tamamen bilincinde olmak.
7. Evcilleştirilen Kocalar Kardeşlik Derneğinin aktif üyelerinden biri haline gelmek.
8. Ezbere bir hayat. (sıkıntı, fazla yüzgöz olma ve sıradanlık)
9. Sükûnet, denetim, bos alan, mahremiyet, bütün gece spor kanalı izlemek, ahbaplarla poker, sigaradan alınan bir fırt, leş kokan spor ayakkabılar gibi nimetlerden feragat etmek.
10. Misafir odasında başlayıp kanepede devam eden erotizmden vazgeçerek düzenli ve renklilikten uzak bir seks hayatına adim atmak.
Erkekler sorumlulukların ilişkiyi bozacağını düşünüyor! Erkek için evlilik bilgiye dayalı bir tahminler dizisidir. Öte yandan, hepsi olmasa da bazı kadınlar için ise hayat sezgiden ibarettir.
Durumun erkekler için böylesine korkutucu olmasının nedeni de budur. Kadınlar durgun akan nehirde aheste kürek çekerken, erkekler açık denizde bir başlarına kaldıklarını hissederler.
1. O hayati cümleyi duymak: Hastalıkta ve sağlıkta… (Gardiyan gelir, hapishane kapısı kapanır.)
2. Her milletten meyvelerin tadına bakma hayalinden vazgeçmek. (Şahane bir aşk ve şehvet seline kapılıp bir çiçekten öbürüne konmak)
3. “Ya?” kuruntusuna kapılmak. (Ya başka bir kadına âşık olursam?)
4. Boşanmak. (Yanlış ata oynamak gibi)
5. Anne – babanın başarısız evliliklerini tekrarlamak. (ya da anne – babanın mutlu evliliğini tekrarlamak, günün birinde karısına “Meleğim”, “Balım” ya da “Aşkım” diye hitap etmek)
6. Başkanlık mevkiinden ve Eğlence şirketi müdürlüğünden feragat etmek. Sonra da Uzlaşma denen şirketin yönetim kuruluna hesap vermek zorunda kalarak, her kararın günün birinde insanin neşesini kaçıran bir teftişten geçeceğinin tamamen bilincinde olmak.
7. Evcilleştirilen Kocalar Kardeşlik Derneğinin aktif üyelerinden biri haline gelmek.
8. Ezbere bir hayat. (sıkıntı, fazla yüzgöz olma ve sıradanlık)
9. Sükûnet, denetim, bos alan, mahremiyet, bütün gece spor kanalı izlemek, ahbaplarla poker, sigaradan alınan bir fırt, leş kokan spor ayakkabılar gibi nimetlerden feragat etmek.
10. Misafir odasında başlayıp kanepede devam eden erotizmden vazgeçerek düzenli ve renklilikten uzak bir seks hayatına adim atmak.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.