Yapılan araştırmalar, kadınların yüzde 75’inin adet döneminde, bu döneme özgü değişiklikler yaşadığını, iş ve sosyal yaşamlarının da bu değişikliklerden olumsuz yönde etkilendiğini ortaya çıkardı.
Adet sendromunun doğurganlık dönemindeki kadınların yüzde 95’inde hafif görüldüğünü belirten Psikiyatri Uzmanı Aylin Aksoy Çoban, yüzde 5’inde ise hiçbir yakınma olmadığını söylüyor.
Adet sendromunun daha çok 30’lu yaşlarındaki kadınlarda tedaviyi gerektirdiğini ifade eden Aylin Aksoy Çoban, “Özellikle 30-45 yaş arası kadınlar daha sık yakınıyor. Belirtiler menopoz ile düzeliyor. Her döngüde belirtiler mutlaka ortaya çıkmasa bile, döngülerin çoğunluğunda bulunuyor.
Hatta bazı aylar diğerlerinden daha kötü olabiliyor. Zaten kadınların çoğu durumlarının yaşla birlikte kötüleştiğini bildiriyor” diyor. Kadınlar doğurganlığa adım atmaya başladıkları andan itibaren, bir ay gibi kısa bir süre içinde ciddi fizyolojik ve fiziksel değişimler yaşıyor.
İlk adet görme anından itibaren menopoza kadar geçen ortalama sürenin 30 yıl gibi olduğunu varsayarsak, her ay yaşanan bu değişimin ne denli ciddi olduğunu daha iyi anlamamız mümkün olabilir. Kadınların bu aylık periyodlar içinde yaşadığı duygusal, davranışsal ve bedensel belirtiler tıpta “Premenstrüel Sendrom” (PMS) olarak adlandırılıyor.
İntihar ve suç işleme girişimi
Suç işleme ve intihar girişimleri artabiliyor PMS kadın olmanın ne denli zor bir iş olduğunu özetleyen bir durumdur aslında. Normal zamanda sorun olmayacak şeylerin büyütülmesi nedeniyle kişiler arası ilişkilerin bozulduğu bu dönemde, aile, sosyal ve iş yaşamı derinden etkileniyor.
Adet sendromu belirtileri
- Depresif ruh hali
- Çevreye ilginin azalması
- Ruh halinde dalgalanmalar
- Sinirlilik
- Gerginlik
- Yorgunluk
- Aşırı uyuma ya da tam tersi uykusuzluk
- Dikkat dağınıklığı
- Memelerin büyümesi ve ileri derecede hassas hale gelmesi
- Vücutta ödem oluşması
- Kadınlar sanki tüm vücudu şişmiş, patlayacakmış gibi hissediyor
- Bu dönemde 2-3 kilo alınabiliyor.
- Baş ağrısı, bulantı, kusma, kabızlık, ishal görülebiliyor.
Kadınların canı bu dönemde ya tatlı ya da tuzlu istiyor Kadınlar adet döneminde iştah değişiklikleri yaşıyor. Adeta hamile gibi aşeriyor. Bazı kadınlar tatlı şeyleri yemek isterken, bazıları tuzlu yiyecekleri tüketmek istiyor.
Çikolata, peynir, bazen tuzlu olduğu için salça, baharatlı yiyecekler, limon gibi besinler daha fazla yeniliyor. Sürekli bir şeyler yeme isteği, tıkınırcasına yemek yeme gibi yeme tutumunda değişiklikler gözleniyor. Bazı kadınlarda ise iştahsızlık olabiliyor.
Adet sendromu olanlara öneriler
- B vitamini takviyesi kullanmak faydalı olabiliyor.
- Tuzdan mümkün olduğunca uzak durmak gerekiyor.
- Diyette karbonhidrata ağırlık verilmesi öneriliyor.
- Peynir, zeytin ve diğer besinlerin mümkün olduğunca tuzsuz tüketilmesi önem taşıyor.
- Kalsiyumdan zengin besinlere ağırlık verilmesi gerekiyor.
- Özellikle bu dönemde kişinin fiziksel egzersizini arttırması öneriliyor.
- Ancak egzersiz dendiğinde ağır spor programları akla gelmemeli.
- Asansör kullanmak yerine merdivenleri tercih etmek, yürüme mesafelerini artırmak gibi basit önlemler bile çok faydalı olabiliyor.
- Psikolojik belirtilerin ön planda olduğu durumlarda bir psikiyatri uzmanıyla görüşmek faydalı olabiliyor.
- Antidepresan, anksiyolitik kullanımı önerilebilir ancak ilaç tedavisine karar verirken kişinin durumu, yaşadığı belirtiler, yaşamının nasıl etkilendiği gibi kişiye özel durumlar göz önünde bulundurularak tedavi kişiye özel bir şekilde düzenleniyor.
Kaynak: SağlıkveGüzellik
Adet sendromunun doğurganlık dönemindeki kadınların yüzde 95’inde hafif görüldüğünü belirten Psikiyatri Uzmanı Aylin Aksoy Çoban, yüzde 5’inde ise hiçbir yakınma olmadığını söylüyor.
Adet sendromunun daha çok 30’lu yaşlarındaki kadınlarda tedaviyi gerektirdiğini ifade eden Aylin Aksoy Çoban, “Özellikle 30-45 yaş arası kadınlar daha sık yakınıyor. Belirtiler menopoz ile düzeliyor. Her döngüde belirtiler mutlaka ortaya çıkmasa bile, döngülerin çoğunluğunda bulunuyor.
Hatta bazı aylar diğerlerinden daha kötü olabiliyor. Zaten kadınların çoğu durumlarının yaşla birlikte kötüleştiğini bildiriyor” diyor. Kadınlar doğurganlığa adım atmaya başladıkları andan itibaren, bir ay gibi kısa bir süre içinde ciddi fizyolojik ve fiziksel değişimler yaşıyor.
İlk adet görme anından itibaren menopoza kadar geçen ortalama sürenin 30 yıl gibi olduğunu varsayarsak, her ay yaşanan bu değişimin ne denli ciddi olduğunu daha iyi anlamamız mümkün olabilir. Kadınların bu aylık periyodlar içinde yaşadığı duygusal, davranışsal ve bedensel belirtiler tıpta “Premenstrüel Sendrom” (PMS) olarak adlandırılıyor.
İntihar ve suç işleme girişimi
Suç işleme ve intihar girişimleri artabiliyor PMS kadın olmanın ne denli zor bir iş olduğunu özetleyen bir durumdur aslında. Normal zamanda sorun olmayacak şeylerin büyütülmesi nedeniyle kişiler arası ilişkilerin bozulduğu bu dönemde, aile, sosyal ve iş yaşamı derinden etkileniyor.
Adet sendromu belirtileri
- Depresif ruh hali
- Çevreye ilginin azalması
- Ruh halinde dalgalanmalar
- Sinirlilik
- Gerginlik
- Yorgunluk
- Aşırı uyuma ya da tam tersi uykusuzluk
- Dikkat dağınıklığı
- Memelerin büyümesi ve ileri derecede hassas hale gelmesi
- Vücutta ödem oluşması
- Kadınlar sanki tüm vücudu şişmiş, patlayacakmış gibi hissediyor
- Bu dönemde 2-3 kilo alınabiliyor.
- Baş ağrısı, bulantı, kusma, kabızlık, ishal görülebiliyor.
Kadınların canı bu dönemde ya tatlı ya da tuzlu istiyor Kadınlar adet döneminde iştah değişiklikleri yaşıyor. Adeta hamile gibi aşeriyor. Bazı kadınlar tatlı şeyleri yemek isterken, bazıları tuzlu yiyecekleri tüketmek istiyor.
Çikolata, peynir, bazen tuzlu olduğu için salça, baharatlı yiyecekler, limon gibi besinler daha fazla yeniliyor. Sürekli bir şeyler yeme isteği, tıkınırcasına yemek yeme gibi yeme tutumunda değişiklikler gözleniyor. Bazı kadınlarda ise iştahsızlık olabiliyor.
Adet sendromu olanlara öneriler
- B vitamini takviyesi kullanmak faydalı olabiliyor.
- Tuzdan mümkün olduğunca uzak durmak gerekiyor.
- Diyette karbonhidrata ağırlık verilmesi öneriliyor.
- Peynir, zeytin ve diğer besinlerin mümkün olduğunca tuzsuz tüketilmesi önem taşıyor.
- Kalsiyumdan zengin besinlere ağırlık verilmesi gerekiyor.
- Özellikle bu dönemde kişinin fiziksel egzersizini arttırması öneriliyor.
- Ancak egzersiz dendiğinde ağır spor programları akla gelmemeli.
- Asansör kullanmak yerine merdivenleri tercih etmek, yürüme mesafelerini artırmak gibi basit önlemler bile çok faydalı olabiliyor.
- Psikolojik belirtilerin ön planda olduğu durumlarda bir psikiyatri uzmanıyla görüşmek faydalı olabiliyor.
- Antidepresan, anksiyolitik kullanımı önerilebilir ancak ilaç tedavisine karar verirken kişinin durumu, yaşadığı belirtiler, yaşamının nasıl etkilendiği gibi kişiye özel durumlar göz önünde bulundurularak tedavi kişiye özel bir şekilde düzenleniyor.
Kaynak: SağlıkveGüzellik
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.