Her şeyin çok hızlı tüketildiği günümüzde ilişkiler de çok uzun sürmüyor. Peki, modern ilişkiler dünyasında öğretilenler, kabul görenler insan doğasına ne kadar uyuyor?
Aşk, ayrılık, yeni aşk, ayrılık, tekrar aşk, ayrılık… Her şeyin çok hızlı tüketildiği günümüzde ilişkiler de çok uzun sürmüyor. İlişkileri uzun süreli yürütmek artık bir beceri değil, çoğunlukla gereksiz bir çaba, kendini heba etmek olarak algılanıyor. Peki, modern ilişkiler dünyasında öğretilenler, kabul görenler insan doğasına ne kadar uyuyor?
Evlilik Terapisti Uzman Psikolog Mine Eren, “popcorn ilişkiler” hakkında şunları söylüyor: “İnsanın doğasında; sevgi, bağlılık (birine ve evrene), kabul, saygı, ait olma gibi özlemler var. Bu özlemler karşılanmadığında insanlar mutsuz, endişeli, kendine yabancılaşmış, huzursuz oluyor. Burada aslında oldukça garip bir çelişki var. Bir tarafta huzurlu olmak için sev, bağlan, ait ol diyen özümüz; diğer tarafta kalma, tüket diyen çok seçenekli modern yaşamın öğretileri bulunuyor.
Popcorn gibi patlayan ilişkiler yaşanıyor. İkinci, üçüncü bilemediniz bir ay beraber olduktan sonra nedeni karşı tarafa açıklama ihtiyacı bile duymadan habersizce gitmeler, yalanlar, aldatmalar, “mış gibi” yaşanan, değersizliklerin değermiş gibi görüldüğü ilişkilerle ve kendine yabancılaşmış, sistem tarafından gereğinden fazla, şişirilen egolarla karşı karşıyayız.
Oysaki ilişkilerdeki gerçek huzur ve mutluluk birine uzun süreli bağlanmayı, paylaşmayı, sorumluluk almayı, net ve açık olmayı, bireysel farklılıklara saygı duymayı, kabul etmeyi en önemlisi de içten bir şekilde ‘Seni eşim olarak kabul ediyorum ve sana EVET diyorum’ cümlesini kurabilmeyi gerektirir.”
Popüler kültürün etkin olduğu metropollerde “popcorn ilişkiler” daha fazla görülüyor. Aile bağları kuvvetli, köklerine bağlı, sorumluluk sahibi, değerleri ve kişisel inancı kuvvetli, yetişkin benlik düzeyinde olan kişiler ise daha uzun ilişki kurabiliyorlar.
Tüm dünyada bir taraftan popcorn ilişkiler artıyor ama diğer taraftan son yıllarda tekrar ruhsal gelişime, sipüritüel konulara, kaybedilen değerlere geri dönmeye yönelik ciddi bir kayış var. Kişisel gelişim kitapları yok satıyor ve insanlar bu alanda danışmanlık almaya yöneliyor. İnsanı yalnızlaştıran popüler kültür artık insanlar tarafından ciddi olarak sorgulanıyor ve insanlar doğalarına, özlerine dönüyor.
Mine Eren, herkesi çok kısa da olsa içine dönmeye ve ilişkileriyle ilgili değerlerini gözden geçirmeye davet ediyor ve soruyor: “Bakalım nerdesiniz. Popcorn ilişkilerde mi? Özünüzü gerçekleştireceğiniz sizi mutluluğa götürecek uzun süreli ilişkilerde mi?”
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.